1. Hukuk Dairesi 2018/2179 E. , 2018/11172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.04.2016 gün ve 525-457 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde katılma yoluyla istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkin olup mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün asıl ve birleştirilen davada davalı ... tarafından temyizi üzerine asıl ve birleştirilen davada davacılar tarafından da temyize cevap dilekçesiyle katılma yoluyla temyiz edildiği, hükmü temyiz eden tarafların eksik temyiz harçlarını ikmal etmeleri için dosyanın Dairece geri çevrilmesi üzerine Mahkemece, her iki tarafa da eksik temyiz harçlarının yatırılması konusunda muhtıra çıkarıldığı, katılma yoluyla temyize gelen asıl ve birleştirilen davada davacıların süresi içerisinde eksik temyiz harçlarını yatırdığı, hükmü asıl temyiz eden davalı ...’ın ise muhtıra tebliğine rağmen süresi içerisinde eksik nispi temyiz karar harcını yatırmadığı ve bu nedenle Mahkemece, 06/02/2018 tarihli ek karar ile davalı ...’nin temyiz isteğinden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, ek kararın davalı ... vekiline tebliğ edildiği ve süresi içerisinde ek kararın temyiz edilmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesinde, “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.
1086 sayılı HUMK Madde 433/2 - (26.09.2004 T. ve 5236 S. K. öncesi) da yer alan “… Cevap veren, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabilir” şeklindeki düzenleme ile başlangıçta temyiz edilmeyen veya edilemeyen kararların, karşı tarafın kararı temyiz etmesi halinde, temyize cevap dilekçesi ile birlikte sonradan temyizi mümkün kabul edilmiştir. Nitekim uygulamada da, katılma yoluyla temyiz isteminin, asıl temyiz istemine sıkı sıkıya tabi olduğu, asıl temyiz edenin temyiz isteminin mesmu olmadığı (örneğin süresinden sonra temyizde olduğu gibi) durumlarda, karşı tarafın bu temyize katılmasının da mümkün olmadığı benimsenmiştir.( HGK 05.11.1997 T. ve 6/712-884, 19.HD 11.02.2000 T. ve 7403/873, HGK. 21.01.2009 T. 2008/5-798 E. 2009/9K.)
Somut olayda, hükmü asıl temyiz eden davalı ...’nin harç eksikliği nedeniyle yerel mahkemece, ek kararla temyiz isteğinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş olması ve bu kararın da temyiz edilmemesi karşısında, artık hükmün katılma yoluyla da temyizi mümkün olmadığından, asıl ve birleştirilen davada davacıların katılma yoluyla temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.