10. Hukuk Dairesi 2016/16611 E. , 2019/2606 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının malulen emekli olabileceği durumunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı taraf, askerlik görevi sırasında büyük sıhhi sorunlar yaşadığını, büyük bir ruhi bulanıma girdiğini ve daha sonra kanser hastası olması nedeniyle iş yapamaz hale geldiğini, SGK" ya yaptığı emeklilik başvurusunun tıbbi gerekçelere aykırı olarak reddedildiğini belirterek tıbbi inceleme raporlarına göre malulen emekli olabileceği durumunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dosyada bulunan Yüksek Sağlık Kurulu’nun 22.05.2013 tarih ve 40/3782 sayılı raporunda “Mevcut belgeler ile sigortalının 506 sayılı Kanuna tabi işyerinde çalışmaya maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile başladığını, aynı Kanunun 53. maddesinin (B) fıkrası hükmünce maluliyet sigortası yardımlarından yararlanamayacağına oy birliği ile karar verildiğinin” belirtilmesi, davacı tarafından itiraz üzerine alınan Adli Tıp Kurumunun 11.03.2015 tarih ve 4083 kara numaralı raporunda ise sigortalıda tespit edilen hastalığın genç yaşlarda başlayıp devam eden bir rahatsızlık olduğunun, mevcut hastalığı nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Ek-IA 12 maddesi kapsamında davacının çalışma gücünün % 60 oranında kaybetmiş olduğunun, mevcut belgelere göre maluliyet başlangıç tarihinin Türk Silahlı Kuvvetleri 04.02.2000 tarih ve 28 sayılı raporun tarihi olduğunun oy birliği ile mütalaa edildiğinin belirtilmesi karşısında mahkemece, 5510 sayılı Yas’nın 95. maddesi uyarınca alınan raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verilmiştir.
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; ne olduğu 506 sayılı Kanunun 109. maddesi ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, çelişkinin Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurullarınca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, ilgili Adli Tıp Üst Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir.
Mahkemece, yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde maluliyetin başlangıcına ilişkin prosedürün işletilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekillinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 20.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.