14. Hukuk Dairesi 2016/17955 E. , 2017/1254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen dosya davacıları vekili tarafından davalılar aleyhine 02.07.2008 gününde verilen dilekçe ile TMK"nın 725. Maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 14.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ve birleştirilen dosyanın davacıları ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.02.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, karşılık dava ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
Davacı ... vekili, davalıların yaptığı eklentilerin müvekkiline ait 299 parsel sayılı taşınmaza tecavüz ettiğini belirterek, elatmanın önlenmesi ve taşkın yapıların kal"ini istemiştir.
Davalı ve birleştirilen dosyanın davacıları vekili, (299 sayılı parselin paydaşları aleyhine açmış olduğu davada) davacıların ölçüm yapıp yerini belirledikten sonra dava konusu yapıların yapıldığını ve tecavüzlü kısımda bulunan bina değerinin arsa değerinden fahiş şekilde fazla olduğunu belirterek, tecavüzlü olduğu iddia edilen 63,62 m2 yerin tapusunun iptali ve müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 299 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü kısımların kal"ine; karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Davalı ve birleştirilen dosyanın davacılarının temyizi üzerine hüküm Dairemizin 02/04/2013 tarih 2013/2444 Esas 2013/5109 sayılı Kararı ile dava konusu 299 parsel taşınmazda davacı-karşı davalı ..., taşınmazda payını dava açıldıktan sonra, 24.08.2009 tarihinde dava dışı ... oğlu ..."ya satarak devretmiştir. Bu durumda, HMK"nın 125. maddesine göre işlem yapılması gerektiği yönündeki bozma ilamına uyularak 299 sayılı parselin paylı maliki ... asıl davada davacı ve birleştirilen davada davalı olarak yer almıştır.
Mahkemece, bozma ilamına uyulup yeniden yapılan yargılamada 16.10.2014 tarihinde yapılan keşif sonucu
1- Davanın KABULÜ ile; 299 nolu parsele ilişkin bilirkişi tarafından 22/12/2014 havale tarihinde düzenlenen EK-2 krokide işaretli A,B ve C ile işaretli alanda bulunan yerden davalının çıkartılarak boş olarak davacılara teslimine ve A,B ve C ile işaretli alanda eğer bir yapı bulunuyorsa bu yapıların kal"line,
2- 299 nolu parsele ilişkin bilirkişi tarafından 22/12/2014 havale tarihinde düzenlenen Ek-5 krokide işaretli B1, B2, A1, A2 ve A3 ile işaretli alanda bulunan yerden davalının çıkartılarak boş olarak davacıya teslimine ve B1, B2, A1, A2 ve A3 ile işaretli alanda eğer bir yapı bulunuyorsa bu yapıların kal"line,
3- 1500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
B)Birleştirilen TMK 725 maddesine dayalı temliken tescil Davasının REDDİNE, 1500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ... "e verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ve birleştirilen dosyanın davacıları Necibe ve ... vekili temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu 299 parsel sayılı arsa, kargir ev cinsli 2760 m2 miktarındaki taşınmazın davacı ... ve asıl davada dava dışı ..., ... ve ... adına müşterek mülkiyet şeklinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davada elatmanın önlenmesi yanında yıkım isteği de mevcuttur. 299 sayılı parselin paylı mülkiyete tabi olduğu anlaşıldığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun (13.6.1984 tarih ve 1982/358 Esas, 1984/710 Karar sayılı; yine 26.10.2005 tarih 2005/14-587 Esas, 2005/609 Karar sayılı Kararında) açıklandığı üzere el atmanın yanı sıra yıkım isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin davada yer almaları gereklidir.
Bu durumda davacı 299 sayılı parselin müşterek paydaşlarından ..., ..., ..."in müdahalenin önlenmesi ve kal davasında davaya katılmaları sağlandıktan sonra (ve 299 sayılı parselin son tapu kaydı getirtilip tüm müşterek maliklerin davada yer alması sağlanarak) işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davacı ... yargılama sırasında yeni malik, müşterek paydaş ... oğlu ..."ya payını temlik etmiş olmakla karar başlığında yeni malik ..."nun gösterilmesi gerekirken eski maliki ..."in gösterilmesi ve ... lehine hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan, 6100 HMK"nın 297. maddesi gereğince usulüne uygun hüküm kurulması gerekirken, hüküm sonucunun 1. ve 2. bendinde "...işaretli alanda eğer bir yapı bulunuyorsa bu yapıların kaline..." şeklinde şarta bağlı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ve birleştirilen dosyanın davacıları Necibe ve ..."a verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
K A R Ş I O Y
Asıl dava 299 sayılı parsele elatmanın önlenmesi, taşkın yapıların yıkılması, birleştirilen dava Türk Medeni Kanunu"nun 725. maddesine dayalı temliken tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, asıl davanın davacısı ..."in yargılama sırasında payını ..."ya satış suretiyle temlik etmesi nedeniyle HMK.nun 125. maddesinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar temliken tescil davasının davacıları tarafından temyiz edilmiştir.
299 sayılı parselin, davacı ... ve dava dışı kişiler adına, komşu 298 sayılı parselin de davalılar (temliken tescil davasının davacıları adına paylı mülkiyet üzerine kayıtlı olduğu sabittir.
Yine yapılan uygulama sonucu 298 sayılı parseldeki yapıların 299 sayılı parsele taşkın olduğu belirlenmiştir.
Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu"nun 693/son maddesi ile 21.06.1944 tarih, 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında düzenlendiği üzere “paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir.”
Öte yandan, yıkım istekli davalarda, yıkılması istenen ve mütemmim cüz niteliği taşıyan binanın ana nüvesinin yer aldığı taşınmaz malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan tümünün davada yer almasında zorunluluk vardır. Aksi halde malikleri bakımından bölünme olanağı olmayan yıkım isteğinin yerine getirilmesine yasal olanak yoktur.
Somut olayda; asıl dava 299 sayılı parselin paydaşlarından birisi tarafından açılmış, taşkın binanın yer aldığı 298 sayılı parselin tüm malikleri hasım olarak gösterilmiştir.
Paylı mülkiyette pay ve paydaş çoğunluğuna sahip paydaşlar üçüncü kişinin paylı taşınmazı kullanmasına rıza göstermiş ya da ses çıkarmamış olsalar dahi, bu duruma muvafakat etmeyen paydaş her zaman elatmanın önlenmesi davası açabilecektir.
Bu açıklamalar karşısında diğer bozma nedenlerine katılmakla birlikte 299 sayılı parselin öteki paydaşlarının davada yer almaları yönündeki sayın çoğunluğun bozma nedenine katılamıyorum.