1. Hukuk Dairesi 2015/11994 E. , 2018/11153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Asıl dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı asıl ve birleştirilen davasında, kimlik bilgileri kullanılarak düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile sahte vekaletname çıkartıldığını ve maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazın, davalıya temlik edildiğini, daha sonra davalı tarafından taşınmaz üzerinde bina yapıldığını, sahtecilik nedeniyle temlikin geçerli olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davalının arsa bedeline ilişkin bedelin ödenmesi teklifini kabul ederek bedele faiz işletilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, sahtecilik iddiası ile ilgisinin olmadığını, taşınmazı emlakçı aracılığı ile bulup kendisini vekil olarak tanıtan dava dışı ...’tan 310.000,00 TL karşılığı satınaldığını ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, karşı dava ile çekişmeli taşınmaz üzerine inşa ettiği dört katlı yapı değerinin arsa değerinden fazla olduğunu, bedelin de ödendiğini bildirip taşınmazın bedel ödenmeksizin adına tescilini, olmazsa dava tarihindeki değerinin tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının, davalının temliken tescil isteğini kabul ettiği gerekçesiyle taşınmaz değeri olarak belirlenen 488.750,00 TL"nin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının, ... parsel sayılı taşınmazın satışı, yetkisi de içerir biçimde ... 25. Noterliğinin 07/06/2010 tarih 169104 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile Avukat ... vekil tayin ettiği, vekaletnameye istinaden çekişme konusu taşınmazın 120.000,00 TL bedel karşılığında davalı ...’ye devredildiği, davacının satışta sahte kimlik bilgileri kullanıldığına ilişkin şikayeti üzerine vekil ... aleyhine başlatılan ceza soruşturması neticesinde, ... ... 17.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/589 Esas 2014/33 sayılı kararı ile resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçunun sabit olduğu gerekçesiyle sanığın adli para cezasına mahkum edildiği, mahkemece taşınmazın değerine ilişkin olarak alınan 15/05/2012 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 299.916,00 TL olarak belirlendiği ancak taşınmazın temlik tarihindeki yüzölçümünün 391 m2 olduğu iddiasıyla yapılan itiraz üzerine 05/02/2013 tarihli ek raporda değerin 351.900,00 TL olarak belirlendiği ve bedelin davalı tarafından bankada ilk üç ay vadeli hesaba depo edildiği, davacının itirazı üzerine taşınmazın güncel değerinin tespiti için yeniden keşif yapılarak farklı bilirkişi heyetinden alınan 26/01/2015 tarihli raporda ise taşınmazın keşif tarihindeki değerinin 416.550,00 TL olduğu, ancak temlik tarihindeki yüzölçümü esas alınacak olduğunda ise değerin 488.750,00 TL olduğu, fark bedelin davalı tarafından depo edildiği ve mahkemece bu miktar üzerinden tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bilirkişi raporları arasında çelişki doğduğu açıktır.
Öte yandan, her ne kadar davalı, taşınmazın adına tesciline karar verilmediği hususunda temyize gelmişse de; taşınmazın halen davalı adına kayıtlı olduğu ve tapu kaydının iptaline karar verilmediği gözetildiğinde, taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, yeniden bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, önceden alınan bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle, taşınmazın satış tarihindeki yüzölçümü üzerinden dava tarihindeki değerini gösteren rapor alınması ve bu değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi, davalı tarafından yargılama sırasında ilk aşamada 05/06/2014 tarihinde bankaya depo edilen 351.900,00 TL’nin faiz getirisi de olduğu gözetilerek, son alınan raporda bu miktardan fazla bir bedel olduğu tespitinin yapılması halinde, belirlenen fark üzerinden faize hükmedilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek ve çelişkili raporlardan birine itibar edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Davalı ...’nin bu yöne değinen ve yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.