14. Hukuk Dairesi 2016/17735 E. , 2017/1252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.09.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, mümkün değil ise tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 26.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili, duruşmasız olarak temyizi ise davalılardan ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.02.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil ile vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili 27.09.2010 tarihli dilekçesi ile 170 sayılı parselde (kadastro mahkemesinde davalı olduğu sırada) 05.09.1980 tarihli satış senedi ile (senet krokisinde gösterildiği üzere) 1500 m2 lik kısmının davalıların miras bırakanı (27.07.1996 tarihinde vefat eden) ... tarafından davacı ..."a satıldığını, 90.000 TL bedelin ödendiğini, zilyetliğin devredildiğini, davacı tarafından davalı mirasçılar aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2006/562 Esas sayılı dava sonunda 2009/533 sayılı Karar ile davalı mirasçıların davayı kabul etmeleri sonucu imar ile oluşan 431 ada 3 sayılı parselde muris adına kayıtlı 410/3143 payın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, talebin karşılanmayan kısmının fiilen ölçüm yapılan yerler arasında olmakla birlikte davalıların davayı kabul etmesi nedeni ile davacının bu yöndeki haklarının saklı tutulmasına karar verilip temyiz edilmeden 10.12.2009 tarihinde kesinleştiğini, davacı adına tescil edilebilen alanın 410 m2 olduğunu, kalan 1090 m2 alanın davacıya komşu alan içinde olmadığından davacı adına tescil edilemediğini ileri sürerek ..."e verilen 170 sayılı parselden imar
ile oluşan başka parseller üzerinden bakiye 1090 m2 lik kısmın tapusunun iptali ile davacı adına tescilini, mümkün değil ise şimdilik 15.000 TL tazminatın faizi ile tahsilini, ıslahen harcı yatırılarak keşif raporunda belirlenen 49.750 TL rayiç bedelin tahsilini istemiştir.
Davalı bir kısım mirasçılar vekili resmi şekle aykırı sözleşmenin geçersiz olduğunu, eksik miktarın davalıların miras bırakanlarının başka parsellerinden karşılanması isteminin yasaya aykırı olduğunu, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini savunmuş; diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/562 Esas, 2009/553 Karar sayılı dosyasında verilen karar ile zamanaşımının kesildiği, tapulu taşınmazların haricen satışı geçersiz ise de, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bedelin istenebileceği, dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hesaplanması için alınan 13.03.2015 tarihli mali bilirkişi raporuna göre davacı adına tescil edilen yerin bedeli düşüldükten sonra, 7.120,4 TL üzerinden davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ve davalılardan ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre bir kısım davalılar vekilinin davalı ... yönünden temyiz itirazları dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Tapulu taşınmazın devrini amaçlayan sözleşme haricen düzenlenmiş ise resmi şekil şartına uygun olmadığından mülkiyetin nakli sonucunu doğurmaz. Ancak davacının dayanmış olduğu 05.09.1980 tarihli sözleşme, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/562 Esas, 2009/533 Karar sayılı 22.07.2009 tarihli dosyasında davalı mirasçıların kabul beyanı ile hükme bağlanmış olmakla, geçerlidir. Ancak, davacının dayandığı 05.09.1980 tarihli sözleşme krokiye bağlanmış olmakla, davacı, başka parsellerden tapu iptali ve tescil isteyemez, bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. Ne var ki, davacı, 28.05.2014 tarihli keşif raporunda belirlenen ve harcını ikmal ederek ıslahen talep ettiği ve haketmiş olduğu taşınmaz bölümüne karşılık 49.750,00 TL rayiç bedeli isteyebilir. Bu sebeple mahkemece davacının tazminat talebi ile ilgili belirtilen bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Ayrıca davalılar miras bırakanı ..."ün dosyadaki mirasçılık belgesine göre mirasçıları arasında bulunan karar başlığında adı yazılı davalı ... davada yer almadığı gibi davacı vekili, ... yönünden davadan feragat ettiğini bildirdiği halde bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüne, (3) numaralı bent uyarınca tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.