Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/999
Karar No: 2015/2447
Karar Tarihi: 04.03.2015

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/999 Esas 2015/2447 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/999 E.  ,  2015/2447 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/10/2014
    NUMARASI : 2013/89-2014/775

    Davacı A.. G.. vekili Avukat Halit tarafından, davalı F.. A.. aleyhine 16/07/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Davacı A.. G.."in temyiz itirazları yönünden; davacı vekili tarafından hükmün temyiz edilerek Yargıtay’a gönderilmesinden sonra davacı asil vermiş olduğu 28/01/2015 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğini bildirmiş olduğundan temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    2-Davalının temyiz itirzlarına gelince;
    Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    Davacı, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı olarak görev yaptığını, davalının yakınının tedavisini gerçekleştirdiğini, davalının hastanenin başhekimliğine verdiği 06/11/2012 tarihli dilekçesinde, "Doktor hanım insan ilişkilerini tamamen göz ardı etmiş hastalara müşteri gözüyle bakmakla birlikte, insan sağlığını arka plana atan, tersleyen, hayvan muamelesi yapan, insanlıktan yoksun davranışlar sergileyen, hekim olmakla birlikte ne yazık ki hekim demeye dilim varmıyor. Fakat maalesef hekim. Hastalara son derece aşağılayıcı ve küçük düşürücü tavırlar sergilemekle ve bağırarak, hakaret ederek konuşmaktadır. Hiç bir hekim sen bana mecbursun deyip tersleyemez ve hastaya verilen ilaçlar ağır gelmesine rağmen ilaçların dozajını yükseltelim deyip insan sağlığını ayaklar altına alamaz." şeklinde hakaret amaçlı beyanlarla kişilik haklarına saldırdığını belirterek, uğradığı manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davacıya hakaret içeren bir beyanının bulunmadığını, tüm beyanlarının eleştiri sınırları içerisinde bulunduğunu, yaşadığı mağduriyet nedeniyle davacıyı şikayet ettiğini belirtmiş, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının ilgili hastaneye hitaben yazdığı 06/11/2012 tarihli dilekçedeki beyanların davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği benimsenerek, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Somut olayda; davalının annesinin davacı doktor tarafından tedavi edildiği, tedavi sırasında davacı doktorun davalı ve annesine yönelik söz ve davranışlarının, davalı tarafından hastane yönetimine şikayet edildiği anlaşılmaktadır. Şikayet dilekçesindeki beyanlar tümü itibariyle davacının sert uslubundan hasta yakını olan davalının eleştirisi ve yakınması niteliğinde olup davacının kişilik haklarını ihlal edici mahiyette değildir. Şikayet hakkının yasal sınırlar içerisinde kullanılması söz konusu olup ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönündeki karar da hukuk hakimi yönünden bağlayıcı nitelikte bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece yanılgılı gerekçe ile yazılı biçimde kısmen kabul kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin reddine ve taraflardan peşin alının harçların istek halinde geri verilmesine 04/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi