16. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2239 Karar No: 2018/3979 Karar Tarihi: 19.06.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2239 Esas 2018/3979 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, kullanım kadastrosu üzerine açılmıştır. 1688 parsel sayılı taşınmaz, kadastro tutanağında 1976’dan beri fiili kullanımda olduğu belirtilerek tarla vasfıyla Hazine adına tespit edildikten sonra imar uygulaması ile birlikte arsa vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı, taşınmazın 1990 tarihinden beri kendi kullanımında olduğunu iddia ederek dava açmıştır. Ancak dava, kadastro tespitinin yapıldığı 1992 yılından önceki nedenlere dayandığından hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddedilmiştir. Bu bağlamda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin 10 yıl olduğu belirtilmiştir.
16. Hukuk Dairesi 2018/2239 E. , 2018/3979 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... İli, ... Köyü çalışma alanında bulunan 1688 parsel sayılı 1500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1976"dan beri ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edildikten sonra 29.12.1993 tarihinde hükmen kesinleşmiş, 23.01.1995 tarihinde yapılan imar uygulaması ile beyanlar hanesindeki şerh aynı kalarak 147 ada 9 parsel numarasıyla ve 1.211,98 metrekare yüzölçümü ile arsa vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın 1990 tarihinden beri kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak 24.01.2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 147 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında "İş bu parsel 1976 yılından beri ... oğlu ..."ın kullanımındadır." şeklindeki şerhin iptali ile taşınmazın davacının zilyetliğinde bulunduğunun taşınmazın beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazda kullanım kadastrosu 1992 yılında yapılmış ve hükmen 29.12.1993 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazda 1990"dan beri imar-ihya ederek kullandığı iddiasıyla dava açmıştır. Davanın kadastro tespitinin yapıldığı 1992 yılından önceki nedenlere dayandığı anlaşılmakta olup davanın açıldığı 24.01.2014 tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın dinlenilme olanağı yoktur. Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 19.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.