20. Hukuk Dairesi 2015/11340 E. , 2017/5396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında 922, 923, 924, 925, 926, 927 ve 928 parsel sayılı sırasıyla 3300 m², 8700 m², 6900 m², 6600 m², 7800 m², 9500 m² ve 15.300 m² yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı, ifraz, taksim, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve arkadaşları adlarına tesbit edilmiştir. Asliye hukuk mahkemesinde davacılar (ölü) ... ... ve (ölü) ... mirasçıları tarafından davalılar aleyhine açılmış olan elatmanın önlenmesi davası kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların 1/2’sinin ... ..., 1/2’sinin de ... mirasçıları adına iştirak halinde mülkiyet halinde tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılardan ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.07.2006 gün ve 2006/3811 E. - 6638 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Uyuşmazlık, taşınmazların davacı tarafın mı yoksa davalı tarafın mı dayandıkları tapu kayıtları kapsamında kaldığı, kayıtların uymaması halinde taşınmazlar üzerinde hangi taraf yararına taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu yönlerinde toplanmaktadır. Taraflar ayrı kökten gelen tapu kayıtlarına dayanmışlardır. Her iki taraf tapusunun kapsamlarının yazılı sınırlarına göre yüzölçümleri ile geçerli olacağı kuşkusuzdur. Hal böyle iken, kayıtlarda yazılı sınır yerleri arazi üzerinde belirlenip ona göre kapsam tayini yoluna gidilmemiş ve krokide düzenlettirilmemiştir. Öte yandan zilyetlikle ilgili olarak bilirkişi ve tanık sözleri de uyuşmazlığın çözümüne elverişli bulunmamaktadır. Her bir taşınmazda kim ya da kimlerin zilyet ettikleri, zilyetliklerinin başlangıç tarihi süresi ve sürdürülüş biçimi yönünden de yeterli araştırma yapılmamış, bilirkişi ve tanıklardan bilgileri sorulmamıştır. Ayrıca, yargılama aşamasında davalılar K.sanin 331 tarih 9 nolu sicilden gelen Mart 1971 tarih 15 nolu tapu kaydına da dayanmalarına karşın uygulaması yapılmamış keza davacıların bildirdikleri 1938 tarih 1270 ve 1273 tahrir nolu vergi kayıtlarının dahi uygulamaları yapılarak taşınmazlara uyup uymadıkları saptanmamıştır. O halde, öncelikle taraflardan taşınmazları ve öncesini iyi bilen yaşlı tanık gösterilmesi istenmeli, yerel bilirkişi seçiminde de aynı yöntem izlenmeli, gerek tarafların dayandıkları ve de kadastro tespitine dayanak tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren intikalleri ile birlikte getirtilmeli, yöre ile ilgili eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğrafları merciilerinden istenilmeli, daha sonra hayatta bulunmaları halinde önceki keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarla taraflarca verilen önel üzerine gösterilecek tanıklar eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak taraf tapu kayıtları olduğunda memleket haritası ve hava fotoğrafları üç kişilik yerel bilirkişi ve teknik bilirkişi aracılığıyla gereği gibi yerlerine uygulanıp aidiyet ve kapsamları belirlenmeli, bilirkişilere kayıtlarda yazılı sınırlar teker teker okunup arazi üzerinde yer ve güzergahları göstertilip düzenlenecek krokiye işaret ettirilmeli, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar yönünden tanıkların bilgisine başvurulmalı, her iki tarafın kaydın da sınır olarak yazılı bulunan ... yolunun nereden geçtiği hususu üzerinde özellikle durulmalı, ... yolu davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kuzey sınırını, davalı taraf tapusunun da güney sınırı teşkil ettiği dikkate alınarak, yolun güzergahının belirlenmesi durumunda iki tapunun birbirlerine sınır olan
iki ayrı taşınmaza ait olacağı ve bunun sonucu olarak tapuların çakışmasının söz konusu olmayacağı nazara alınmalı, komşu 663, 664, 665, 667, 742, ila 745, 758 ila 763, 825, 826, 827, 828, 829, 834 ve daha güneydeki 912 ilâ 916, 981 ilâ 985 sayılı parsellere ilişkin kadastro tutanakları ile tesbitlerine esas alınan kayıtlar getirtilerek ve uygulaması yapılarak taşınmazlar yönünü ne şekilde sınır okuduklarına bakılıp bilirkişi ve tanıkların uygulama ile ilgili sözlerinin denetlenmesi yoluna gidilmeli, keza davacıların dayandıkları vergi kayıtlarının uygulaması yapılıp aidiyet ve kapsamları belirlenmeli, tapu kayıtlarının içerdikleri değişebilir ve genişletilmeye elverişli “kaş” sınırları itibariyle kapsamlarının yüzölçümleri ile geçerli olacağı düşünülmeli, kayıt kapsamında kalan yerlerde zilyetlik mülkiyetin koşulu olmamakla beraber kayıt kapsamları dışında kalan yerlerin öncesinin ne olduğu, kim ya da kimlerden kaldığı, kimlerin zilyet ettikleri, zilyetlerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklar ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi uyarınca çözümlenmesi gereken bir nitelik arz ettiğide gözetilerek mahkemece lüzum görülecek deliller resen toplanmalı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/78-1964/303 sayılı kesinleşen dava dosyası ve ilâmları delillerin değerlendirilmesinde dikkate alınmalı ve davaya etkisi üzerinde durulmalı, yine bilirkişi raporunda sözü edilen asliye Hukuk Mahkemesinin 1957/67 - 1964/267 sayılı dava dosyaları getirtilip taraflarla ve taşınmazlarla ilgisinin ne olduğu üzerinde durulup, taşınmazlarla ilgisi olması halinde aynı şekilde değerlendirmede nazara alınmalı, davalıların dayandıkları kayıtlardan K.Sanin 331 tarih 9 noludan Mart l971 tarih 15 nolu kaydının revizyon gördüğü 141 ilâ 154 sayılı parsellere uyup uymadığı yerinde yapılacak keşifle belirlenmeli, bu arada belgesiz zilyetliğe dayalı olarak taraflar adına tesbit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının tapu ve kadastro müdürlükleri ve hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğü nezdinde araştırılıp olduğunda kadastro tutanakları ve dayanakları getirtilip incelenmeli, fen bilirkişisine yapılan keşif ve uygulamaları, kayıtlarda yazılı sınır yerlerini ve kayıt kapsamlarını izlemeye olanak verecek biçimde geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan ve de toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmelidir” denilmektedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın reddine, dava konusu taşınmazların davalılar adına kararda yazıldığı şekilde tespit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de karar eksik inceleme ve araştırmaya dayanmakta olup bozma gerekleri de yerine getirilmemiştir. Bozma kararında da açıklandığı üzere uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir. Dosyada mevcut ve yetersiz ... bilirkişi raporuna göre de “922 ve 923 sayılı parsellerin ... sayılı yerlerden, 924 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen kısmının ... sayılan, (B) harfi ile gösterilen kısmının ... sayılmayan, 925, 926 ve 927 sayılı parsellerin ... sayılmayan, 928 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen kısmının ... sayılan, (B) harfi ile gösterilen kısmının ... sayılmayan yerlerden olduğu” beyan edildiği halde ... ve ... Yönetimi davaya dahil edilmemiş, yöntemine uygun şekilde ... araştırması yapılmamış, yörede ... kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır. Keza Yargıtay bozma kararında hava fotoğrafları ve memleket haritaları üzerinde inceleme yaptırılarak “...her iki tarafın kaydında sınır olarak yazılı bulunan oduncu yolunun nereden geçtiği hususu üzerinde özellikle durulması...” gereğine değinildiği halde, bu şekilde bir inceleme de yaptırılmamıştır.
Bilindiği üzere, Anayasanın 169/2. maddesine göre Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
O halde, mahkemece ... ve ... Yönetimi davaya dahil edilerek taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, yörede ... kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorulmalı, ... kadastrosu 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış ise işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlandırma ve sonuçların askı ilanı ile ... kadastro haritasının orjinalinden çekilen renkli örneği ve dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı yakın komşuları ile birlikte gösteren en eski tarihli memleket haritaları ve dayanağı stereoskopik hava fotoğrafları ile yöreye ait tüm stereoskopik hava fotoğrafları ve bunlardan üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planları ilgili yerlerden
getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ... Bakanlığı (... ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç ... mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeodezi-harita mühendisi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak taşınmazın konumunu gösteren, varsa ... kadastro haritası ve orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritaları ve dayanak hava fotoğraflarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de varsa ... kadastro haritası, memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde denetime imkan verecek açıklıkta gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan; öncelikle 6831 sayılı Kanuna göre ... kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiş ise ... kadastro haritasına göre konumları gösterilmeli; hava fotoğraflarının stereoskopik incelemesi yapılması sureti ile taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, varsa ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, eğimi hakim ağaç türü ve varsa kullanım durumunun detaylı olarak belirtildiği açıklamalı imzalı rapor alınmalı, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi gereğince ... içi açıklık olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Ayrıca, bilirkişi kuruluna hava fotoğrafları ve memleket haritaları üzerinde tarafların dayandığı tapu kayıtlarında geçen sınırlar incelettirilmeli, bu yolda da rapor sunmaları sağlanmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların tamamen veya kısmen ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, tarafların dayandığı tapu kayıtlarının zemine uyduğu tespit edilirse, sınırların değişebilir ve genişletilmeye müsait olduğu dikkate alınarak yüzölçümüne değer verilmeli, tapu kaydı kapsamında kalmayan sınırlar için zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; tarım uzmanı ziraat mühendisi bilirkişisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, kullanım durumu, imar ihyanın ne zaman başladığı, tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik olup olmadığı ve taşınmazların tarım arazisi vasfında olup olmadıkları yolunda rapor alınmalıdır. Özetle, yöntemine uygun ... araştırması yapılmalı, taşınmazların ... sayılan yerlerden olup olmadıkları belirlendiği takdirde, dosyaya getirtilen hava fotoğrafları ve haritalar üzerinde tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının sınırları denetlenmeli, bozma kararında ayrıntılı olarak belirtilen hususlar doğrultusunda işlem yapılmalı, asliye hukuk mahkemesinin 1960/78 - 1964/303 sayılı kesinleşen dava dosyası yine asliye hukuk mahkemesinin 1957/67 - 1964/267 sayılı dava dosyalarında yapılan keşiflerde dinlenen yerle bilirkişilerin beyanları ve alınan fen bilirkişi raporlarına ekli krokilerin de çekişmeli hususlarda yol göstericiliğine başvurulmalı, tüm deliller toplandıktan sonra değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi.