11. Hukuk Dairesi 2016/11650 E. , 2018/3526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13.05.2016 tarih ve 2014/921-2016/407 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 28.06.2013 tarihinde, davalıya ait uçakla ..."dan İstanbul"a ve ..."dan ...."ya aktarmalı şekilde seyahat ettiğini, davaya konu bagajın seyahat esnasında kişisel eşyaların konulabileceğinden ve yanında bulundurulması gereken 5 kg"lık el bagajı boyundan ağır olduğundan davacının elinden alındığını ve kabin bagajına gönderildiğini, davacının 5 kg"lık el bagajından büyük olan 23-25 kg aralığındaki el bagajını davalı havayolu şirketine güvenerek teslim ettiğini, ancak davalı yanın dikkatsiz ve özensiz şekilde davranarak davacının bagajını zayi ettiklerini ileri sürerek, 2.671,00 TL maddi zararının ve 2.000,00 TL manevi zararının temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, süresinde ihbar yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taşıma esnasında meydana gelen ziyadan dolayı davalı taşıyıcının sorumlu olduğu, 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu’nun 22/2. maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk ilkesi gereği bagaj başına sorumluluğunun 1131 SDR olduğu, buna göre gerçek zararın 2.671,00 TL olduğu, bu rakamın da taşıyıcının sorumluluk üst sınırını aşmadığı, davacının ihtarnamesinin 27/09/2013 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ve temerrüt tarihinin bu tarih olduğu, bagaj kaybı nedeniyle davacının getirdiği hediyeleri yakın akraba ve tanıdıklarına armağan edememiş olup manevi huzursuzluk yaşadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 2.671,00 TL maddi tazminatın ve 2.000,00 TL manevi tazminatın 27/09/2013 tarihinde işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve maddi tazminata hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, uluslararası hava taşıma sözleşmesinin ihlalinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının bagajının kaybolması nedeniyle yakınlarına aldığı hediyeleri veremediğinden manevi huzursuzluk yaşadığı gerekçe gösterilerek manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamından davacının yakınlarına aldığı hediyeleri ispata elverişli bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davacının davadan önce davalı havayolu şirketinden talep ettiği kişisel eşyalarının kapsamında da yakınlarına aldığı armağanlara yönelik bir beyanı bulunmamaktadır. Bu durumda, şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA,ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.