11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2414 Karar No: 2018/9253 Karar Tarihi: 20.11.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2414 Esas 2018/9253 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, aracın üzerinde sahte plaka bulundurduğu iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanmıştır. Dairenin önceki kararı, belgelerin sahtecilik içerip içermediğinin mahkeme tarafından incelenmesi gerektiği yönündeydi. Ancak mahkeme, yetersiz bilirkişi raporlarına dayanarak ve eksik inceleme ile hüküm kurduğundan, karar bozulmuştur. Sanığın tescil belgesindeki hologram ve soğuk mühürler gerçek olduğu ve Beyoğlu 29. Noterliği’nin amblem ve mührünü taşıyan vekaletnamenin evrak altındaki ıslak mühür ve vekaletnamenin imzasız olması nedeniyle evrakın sahte olmasını anlayabileceklerinin belirtilmesiyle birlikte, kararın bozulması gerekmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesidir.
11. Ceza Dairesi 2017/2414 E. , 2018/9253 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat
Sanığın sevk ve idaresi altında bulunan araçtan şüphelenilmesi üzerine yapılan araştırmada, aracın gerçekte ... plaka sayılı araç olduğu, ancak araç üzerinde ...sayılı sahte plakanın bulunduğu ve bu plakaya göre düzenlenmiş trafik tescil belgesi ile vekaletnamenin de ele geçirildiği olayla ilgili olarak açılan kamu davası sonucunda, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararının, Dairemizin 21.05.2015 tarih ve 2013/1614-2015/842 esas karar sayılı ilamı ile “ belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olup, suça konu sahte belgelerin getirtilip incelenmek suretiyle özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra belgelerin aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiği belirlenerek” şeklinde bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen söz konusu belgelerin mahkemece incelenmediği, mahkemece aldırılan 26.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda “... sayılı plaka üzerinde değişik açılardan bakıldığı zaman TR rumuzu ile birlikte Türk Bayrağı ve hologram çizgilerinin görülmediği, tescil belgesinde ise bu sicil numaralı bir personelin bulunmadığı”ndan bahisle belgelerin sahte olduğuna dair rapor düzenlendiği, 28.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda ise “ söz konusu belgelerden tescil ve trafik belgelerinin hologram ve soğuk mühürlerinin açıkça görüldüğü ve orijinal olduğu, Beyoğlu 29. Noterliği’nin amblem ve mührünü taşıyan 03.04.2008 tarihli vekaletnamenin ise noter katipleri dışındaki kişileri yanıltabileceği, noter katiplerinin ise asıl işi olmalarından dolayı evrak altındaki ıslak mühür ve vekaletnamenin imzasız olması nedeniyle evrakın sahte olmasını anlayabileceklerinin belirtildiği” anlaşılmakla; imza kısmı eksik olan ve bu nedenle aldatma kabiliyeti bulunmayan “vekaletname” yönünden suçun unsurları oluşmamış ise de, plaka ile araç trafik ve tescil belgesi yönünden mahkemece inceleme yapılarak özelliklerinin duruşma tutanağına geçirilmesi ve aldatma kabiliyetinin olduğunun anlaşılması halinde bu belgeler esas alınarak resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi