14. Hukuk Dairesi 2020/4483 E. , 2021/1698 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.04.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 28/12/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... İnşaat Taahhüt Konfeksiyon Tekstil Mobilya Dayanıklı Tüketim Gıda İmalat İhracat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 809 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydında Petrol Ofisi lehine 18.06.1990 tarihli ve 15 yıl süreli Petrol Ofisi lehine tesis edilmiş intifa şerhi ile Altunç Turizm lehine tesis edilmiş 06.01.1994 tarihli 25 yıl süreli kira şerhinin terkini istemine ilişkindir.Davalı Hazine vekili, idari müracaat yolları tüketilmeden dava açılmış olması sebebi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile kira ve intifa şerhinin tapudan terkinine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 24.04.2018 tarih 2015/13058 Esas 2018/3260 Karar sayılı ilamı ile,’’Dava konusu 809 sayılı parselin tapuda davacı ... İnşaat Taahhüt Konfeksiyon Tekstil Mobilya Dayanıklı Tüketim Gıda İmalat İthalat İhracat Ticaret Sanayi Limited Şirketi adına tam hisse ile kayıtlı olduğu, Petrol Ofisi A.Ş Genel Müdürlüğü lehine 18.06.1990 tesis tarihli 15 yıl müddetle intifa şerhi ve .... ve Petrol San. Tic. A.Ş lehine 25 yıl müddetle 06.01.1994 tesis tarihli kira mukavelesi şerhi bulunduğu, şerhlerin lehtarı tüzel kişilerin davada taraf olarak yer almadığı, lehine intifa şerhi tesis edilen Petrol Ofisi A.Ş Genel Müdürlüğü ve lehine kira şerhi tesis edilen... ve Petrol San. Tic. A.Ş"nin davada taraf olarak yer alması sağlandıktan sonra esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği’’ gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü,davacı asil temyiz etmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 513. maddesinde "Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır" hükmüne yer verilmiştir.Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, kural olarak ölüm halinde vekalet veren ile vekil arasındaki vekalet ilişkisinin sona ereceği belirtilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 11 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen tebligatlar yok hükmünde olup sonuç doğurmaz.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde duruşmaya davet etmeden hükmünü veremez.
Somut olayda; dava, vekaletname sunularak davacı vekili .... tarafından açılmış, mahkemece verilen kararın Dairemizin 24.04.2018 tarihli bozma ilamı ile bozulması üzerine, Yargıtay ilamı ve belirlenen duruşma günü vekile değil, davacı asile tebliğ edilmiştir. Belirlenen duruşma gününde davacı asilin ve vekilinin gelmemesi üzerine dosya işlemden kaldırılmıştır.
Davacı asil temyiz dilekçesinde vekilin öldüğünü beyan ettiğine göre, mahkemece, Yargıtay ilamı ve mahkeme tarafından belirlenen duruşma gününün tebliği sırasında davacı vekilinin ölü olup olmadığının araştırılması gerekir. Tebligatın yapıldığı 02.08.2018 tarihinde vekilin sağ olduğunun anlaşılması halinde; 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil varken asile yapılan tebligat geçerli değildir; davacıyı temsil eden avukatın belirtilen tarihlerde ölü olduğu anlaşılması halinde ise, vekilin çekilmesi, ölümü, istifası gibi durumlarda mahkemece asile durumun tebliğ edilmesi gerekeceğinden, davacı asile çıkartılan tebligat herhangi bir açıklamayı içermemesi nedeniyle geçersizdir. Geçersiz tebligata dayanılarak dosyanın işlemden kaldırılması ve yasal süresi içerisinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi gereğince hukuki dinlenilme hakkının ihlaline neden olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 11.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.