Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 1989/141
Karar No: 1992/1618
Karar Tarihi: 27.04.1992

Danıştay 10. Daire 1989/141 Esas 1992/1618 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kendisi hakkında MİT bünyesinde düzenlenen ve basında yayınlanan bir belge nedeniyle manevi zarar gördüğünü iddia ederek 500.000.000 TL manevi tazminat istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, MİT'in bu belgeyi basına sızdırması nedeniyle ağır hizmet kusuru işlediğini ancak manevi zararın varlığı için zararın belirlenmesi koşulunun gerektiğini ve davacının manevi zarara uğramadığına karar vermiştir. İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 13. maddesi gereği idari eylemler nedeniyle doğrudan idari yargıda dava açılamayacağı, öncelikle ilgili idareye başvurulması ve ön karar alınması gerektiği belirtilmiştir. Başbakanın aldığı kararlara karşı açılacak davaların Danıştay'da ilk derece mahkemesi olarak çözümleneceği 2577 sayılı Danıştay Yasası'nın 24. maddesinde belirtilmiştir. Davanın reddine karar verilmiştir. Kanunlar: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası, 2577 sayılı Danıştay Yasası'nın 24. maddesi, 2577 sayılı Yasa'nın 11. maddesi.

Daire : ONUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 1618
Esas Yılı : 1989
Esas No : 141
Karar Tarihi : 27/04/992

1-HİZMETİ KUSURLU İŞLETEN İDARENİN TAZMİN SORUMLULUĞUNUN KABULÜ İÇİN ZARARIN BELİRLENMESİ GEREKTİĞİ,
2-MANEVİ DEĞERLERDE EKSİLME ŞEKLİNDE İFADE EDİLEN MANEVİ ZARARIN VARLIĞININ, OLAYIN GELİŞİMİ VE SONUCU YAYINDA,İLGİLİNİN DURUMU DA GÖZ ÖNÜNE ALINARAK SAPTANACAĞI HK.
Davacı, kendisi hakkında bazı suçlamaları içeren MİT bünyesinde düzenlenmiş bir belgenin basında yayınlanması üzerine, Başbakanlığa yaptığı başvuruda, gerçeğe aykırı suçlamalarla kişilik haklarına ağır saldırıda bulunulduğunu olayda ağır hizmet kusuru işlendiğini ileri sürerek kendisine 500.000.000TL. manevi tazminat ödenmesini istemiştir.
Bu başvurusu Başbakanca tesis edilen işlemle zımnen reddedilen davacı,500.000.000TL. manevi tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle bu davayı açmış bulunmaktadır.Davalı idarenin, bu davanın görüm ve çözümünün Danıştay'ın değil idare mahkemesini görev alanına girdiği yolundaki iddiası yerinde görülmemektedir.
Yukarıda açıklanan Kanunun içeriğinden anlaşılacağı üzere davacının idareye yaptığı başvuru, MİT bünyesinde davacı hakkında "ön etüd" olarak isimlendirilen bir belgenin düzenlenmesi şeklindeki idari işlem ile söz konusu belgenin MİT dışına, basına sızdırılması şeklindeki idari eylem sonucu uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemine ilişkindir. Bu başvuru Başbakanca cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmiştir.
MİT'in doğrudan bağlı olduğu Başbakanca tesis olunan bu işlem, hem 2577 sayılı Yasanın 11.maddesine gere idari işlemler üzerinde tazminat istemiyle yapılan başvuruyu reddeden bir işlem, hem de idari eylem nedeniyle tazminat isteğinin reddine ilişkin bir ön karar niteliği taşımaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13.maddesine göre idari eylemler nedeniyle doğrudan doğruya idari yargıda dava açılması mümkün olmayıp, ilgili idareye başvurularak ön karar alındıktan sonra, bu önkarara karşı dava açılması mümkündür. Bu davada da, tazminat davası açılması koşulu olan ön karar Başbakan tarafından alınmıştır.
2577 sayılı Danıştay Yasasının 24.maddesinde, Başbakanca alınan kararlara karşı açılacak davaların Danıştay'da ilk derece mahkemesi olarak çözümleneceği belirtilmekle yetinilmiş; Başbakanın aldığı kararlar arasında herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Dolayısıyla bu davanın, davacının tazminat isteminin Başbakanca cevap verilmemek suretiyle tesis edilen işlemle reddi nedeniyle Danıştay'da çözümü gerekmektedir.Davacı hakkında, MİT bünyesinde düzenlenen ve … Dergisinin 4.9.1988 tarih ve … sayılı müshasının eki olarak yayınlanan belgede davacının silah ve uyuşturucu madde kaçakçılarından olduğu, bu işlemi yapan yurtdışındaki kişilerle irtibatlı bulunduğu, oğlunun cinayet suçundan aranmakta olup yurt dışında olduğu ve yeraltı dünyasıyla ilişkili bulunduğu şeklinde birtakım ifadelere yer verilmiştir. Olayda, MİT bünyesinde düzenlenen bir belgenin basına sızdırılması nedeniyle, yürütmekle görevli olduğu Milli İstihbarat hizmetinin niteliği gereği olan gizliliği sağlayamayan davalı idarenin olayda ağır hizmet kusuru bulunmaktadır.
Milli İstihbarat hizmetini yürütmekle görevli bir örgütte örgüt mensubu görevlilerin örgüt olanaklarını kullanarak kişisel gayri resmi birtakım raporlar düzenleyebilmesi, Devletin varlığına ve güvenliğe yönelik hizmetin düzenlenmesinde, personel seçiminde idarenin ne denli ağır hizmet kusuru işlediğini açıkça gösterir niteliktedir.
Ancak; yukarıda açıklanan ağır hizmet kusuru nedeniyle idarenin tazmin sorumluluğuna hükmedilebilmesi, zararın belirlenmesi koşuluna bağlıdır
Genel olarak manevi değerlerin eksilmesi şeklinde ifade edilen manevi zararın varlığı ise, uyuşmazlığa konu olayın gelişimi ve sonucu yanında ilgilinin durumu da nazara alınmak suretiyle saptanabilir. Sadece idarenin olaydaki tutumundan hareketle manevi zararın doğduğunun kabulüne olanak olmayıp, idarenin hizmet kusuru oluşturan tutum ve eylemlerinin ilgiliyi ne ölçüde etkilediği hususunun uda dikkate alınması zorunludur. İdarenin hizmet kusuru oluşturan tutum ve eylemlerinin daha önce ortaya çıkmış bir olaya ilişkin olması yeni bir durum yaratmaması halinde, idarenin hizmet kusuru sonucu ilgilinin manevi değerlerinde eksilmeye neden olunduğundan söz edilemez.
Dairemizin ara kararları alınan cevaptan, basında yer alan ve kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği iddia olunan suçlamalarla ilgili olarak uyuşmazlık konusu belgeden önce davacı hakkında Emniyetçe yapılmış tahkikatların bulunduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, davacının tazmin edilmesini gerektirecek bir manevi zararı bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verildi.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi