5. Ceza Dairesi Esas No: 2015/10811 Karar No: 2016/2464 Karar Tarihi: 08.03.2016
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10811 Esas 2016/2464 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın farklı zamanlarda ve farklı kişilere karşı zincirleme olarak tefecilik suçunu işlediği, üç ayrı dosyada bu suçtan yargılandığı ve son suç tarihinin Temmuz 2007, iddianame tarihinin 14/01/2008 olduğu belirtilmektedir. Tefecilik suçunun kazanç amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı ve meslek haline getirilmesinin suç unsurları içerisinde yer almadığı ifade edilmektedir. Bu nedenle TCK'nın 43. maddesi gereği zincirleme suçlarda son suç tarihinin suç tarihi olarak kabul edilmesi, öncesindeki eylemlerin ise teselsül içerisinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Mahkeme, sanığın üç dosyaya konu eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturduğu gerekçesiyle TCK'nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de göz önünde bulundurularak mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği, ancak eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin TCK'nın 53. maddesiyle ilgili kararı nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri ise TCK'nın 43, 53, 61/1 ve 3/1 maddeleridir.
5. Ceza Dairesi 2015/10811 E. , 2016/2464 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; UYAP sisteminden yapılan sorgulamada sanık hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04/05/2011 gün 2011/144 Esas, 2011/266 Karar sayılı ilamıyla tefecilik suçundan açılan kamu davasının CMK"nın 223/7. maddesi gereğince reddine karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesi için Dairemizin 2013/14558 Esasında kayıtlı olduğu, son suç tarihinin Mayıs 2008, iddianame tarihinin 23/03/2011 olduğu, yine ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2011 gün ve 2010/100 Esas, 2011/288 karar sayılı ilamıyla sanığın tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/15729 Esasında kayıtlı olduğu, suç tarihinin Ekim 2006, iddianame tarihinin 12/02/2010 olduğu; iş bu kamu davasında ise son suç tarihinin Temmuz 2007, iddianame tarihinin 14/01/2008 olması karşısında, sanığın değişik tarihlerde birden fazla mağdura kazanç karşılığı ödünç para verdiği, suç ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesinti bulunmadığı anlaşılmakla; her üç kamu davasının birleştirilmesinden sonra, sanığın üç dosyaya konu eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle aynı teselsül içerisinde değerlendirilecek eylemler bölünmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılması lüzumu, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.