17. Hukuk Dairesi 2015/9400 E. , 2018/470 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Sigorta AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yurt dışı seyahatine çıkmadan önce yurt dışı seyahat sağlık sigorta poliçesiyle sigortalanmış olduğunu, daha önceki yıllarda da yurt dışına seyahat için giden müvekkilinin her defasında bu yurt dışı seyahat sigortasını yaptırmış olduğunu, 17.03.2013 tarihinde İsviçre ülkesinde bulunan müvekkilinin aniden rahatsızlık geçirmesi üzerine apar topar en yakın sağlık kuruluşuna ambulansla kaldırılmış olduğunu, hastanede yapılan tetkikler sırasında hipertansiyon ve buna bağlı olarak kan şekeri rahatsızlığı sebebiyle müşahede altına alınmış olduğunu, yapılan ani müdahalelerle müvekkilinin tansiyonu ve kan şekerinin düşürülmüş olduğunu, kontrol amaçlı olarak 19.01.2013 tarihine kadar da ilgili servis doktorunca takibi yapılmış ve müvekkilinin tekrar eski sağlığına kavuşması üzerine de 19.03.2013 tarihinde taburcu edilmiş olduğunu, iş bu hastalık sebebiyle yapılan tedaviler karşılığı olarak Altstatten Hastanesinin müvekkiline 5.840,16 İsviçre Frangı tutarında fatura çıkardığını, bu faturanın müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin yurda dönüş yaptıktan sonra davalı ... şirketine bu ödemesini geri alabilmek için başvurduğunu, fakat davalı şirketin aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra 24.09.2013 tarihinde tarihsiz cevabi yazılarıyla ödemenin yapılamayacağını müvekkiline bildirdiğini, gerekçe olarak ise poliçe genel şartlarının 9. maddesini ileri sürdüklerini, maddeye göre
"poliçenin geçerlilik tarihleri arasında, öncesinde tanısı konmuş olsun veya olmasın var olduğu yetkili bir doktor tarafından poliçe başlangıç tarihinden sonra tespit edilen tıbbî bir durum veya bu duruma bağlı olarak ortaya çıkan akut kriz” halinin mevcut olmasından ötürü ödeme onayı verilemeyeceğinden müvekkiline ödeme yapılmadığı, oysa ki poliçeye göre “İşbu poliçe ile sigortalıyı, poliçede belirtilen tarihler arasında tüm dünya ülkelerine (Afganistan Irak, Türkiye hariç, Sekensen ülkeleri dahil) yapacağı seyahati süresince ani olarak hastalanması veya yaralanması durumunda yararlanabileceği, yukarıda yer alan teminatlar ile karşılarında belirtilen limitler kapsamında” ödemenin yapılabileceğinin bildirilmiş olduğu belirtilerek; müvekkili tarafından ödenmiş olan 5.840,16 İsviçre Frangı karşılığı 14.553,67 TL"nin davalı şirketin ret tarihi olan 24/09/2013 tarihinden itibaren reeskont haddi üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı yanın müvekkili sigorta şirketi nezdinde tanzim olunan 01/02/2013 başlangıç ve 01/02/2014 bitiş tarihli yurt dışı seyahat sağlık sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının yurt dışında gerçekleşen 17 - 19 Mart 2013 tarihli hastane yatışlı rahatsızlığına ilişkin müvekkil şirketin 44 gün sonra 30 Nisan 2013 tarihinde arandığını, ilgili seyahat sağlık hasar dosyasının oluşturulduğunu, hasar dosyası hakkında bir karar verilebilmesi için gereken evrakların sigortalı yakınlarına bildirildiğini, bu görüşmede sigortalının rahatsızlığına ilişkin herhangi bir bilgi verilmediğini, yapılan inceleme sonucunda rahatsızlıkların kronik olması ve poliçe öncesine dayalı olması nedenleriyle ödeme onayı verilmediği belirtilerek, davanın reddi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının geçirdiği rahatsızlığın Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartları Genel İstisnalar başlıklı 9. maddesi kapsamında kaldığı ancak Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartları"na ilişkin sigortacı davalının bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu itibarla genel şartlardaki hükmün sigorta ettiren aleyhine uygulanamayacağı davalının davacı tarafından yapılmış olan gideri karşılaması gerektiği sonucuna varılarak, davacının davasının kabulü ile 14.553,67 TL"nin 24/09/2013 tarihinden itibaren ticari faizi
ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı HDI Sigorta AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yurt dışı sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Aydınlatma Yükümlülüğü başlıklı TTK 1423. maddesi “Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.
Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.
Hazine Müsteşarlığı, çeşitli ülkelerin ve özellikle Avrupa Birliğinin düzenlemelerini dikkate alarak, tüketiciyi aydınlatma açıklamasının şeklini ve içeriğini belirler. “ hükmüne haizdir.
Yukarıda açıklanan madde hükmüne göre poliçenin sigortalıya tesliminden sonra sigortalı tarafından 14 gün içinde itiraz edilmemişse geçerli hale geleceği düzenlenmiştir.
Bu nedenle mahkemenin gerekçesine katılmak mümkün değildir.
Dava konusu Seyahat Sağlık Sigortası 01.02.2013-01.02.2014 tarihlerini kapsamakta olup, riziko 17.03.2013 tarihinde, gerçekleşmiştir. Dava konusu poliçede sigortalının belirtilen tarihler arasında tüm dünya ülkelerine yapacağı seyahati süresince ani olarak hastalanması veya yaralanması durumunda sigortadan belirlenen teminatlar kapsamında yaralanabileceği belirtilmiştir. Söz konusu kloza göre ani gelişmeyen hastalıkların teminat dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olaya bakıldığında; davacıda bulunan yüksek tansiyon ve diyabet olarak ifade edilen rahatsızlığın, poliçe tanziminden çok önceki bir dönemden beri mevcut olduğu ve davacının bu rahatsızlığını bildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu somut ve hukuksal olgulara göre davacıdaki rahatsızlığın aniden ortaya çıkan değil, seyahat öncesine dayalı olduğunun anlaşılması sebebi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.