17. Hukuk Dairesi 2015/6480 E. , 2018/467 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının murisi Malik Akkuş"un davalı bankadan kredi kullandığını, bankanın muris için kendi iştiraki olan ...."ye kredinin teminatı olarak hayat sigortası yaptırdığını, murisin ölümünden sonra kredinin kalan kısmını sigorta şirketinden tahsili yerine mirasçıları aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak bankanın bu durumda kalan borcu sigorta şirketinden tahsil etmesi gerektiğini, fakat müvekkillerinden tahsil ettiğini, davalının yapmış olduğu tahsilat nedeniyle müvekkilinin manevi acı ve elem çektiğini ileri sürerek 125.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı mirasçı bankaya olan kredi borcunu ödedikten sonra sigorta şirketinden poliçede düzenlenen teminat dahilinde talepte bulunabilir. Bankanın, vefat halinde mirasçılara başvurmadan önce sigorta şirketinden tahsilat yapacağına dair herhangi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır. Banka ister sigorta şirketinden talepte bulunabilir isterse mirasçılardan talepte bulunabilir. Mirasçılardan talepte bulunulduğunda banka öncelikle sigorta şirketine başvurması
gerektiğine dair bir savunma da bulunamaz. Bu nedenle davacının maddi tazminat talebinin, manevi tazminat koşulları oluşmadığından da manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda davacının murisi Malik Akkuş"un davalı bankadan kredi kullandığı, kredinin teminatı olarak da ...."ye hayat sigortası yaptırıldığı, murisin vefat etmesi üzerine kredinin geri ödemelerinin banka tarafından sigortadan tazmin edilmesi gerekirken mirasçılar aleyhine icra takibi yapıldığı konut kredisine konu taşınmazın icra takibi sonucu satıldığı anlaşılmaktadır.
Borcun hayat sigortası poliçesi kapsamında ödenip ödenmeyeceği noktasında uyuşmazlık vardır. Bu durumda işbu davada, öncelikle, düzenlenen hayat sigortası başlıklı poliçelerde sigorta ettiren ve dain mürtehin sıfatı bulunan ve buna bağlı olarak sigorta bedeli üzerinde asıl hak sahibi konumunda olan davalı banka ile davadışı sigorta şirketi arasındaki hukuki durumun tayin ve tespit olunması, bunun sonucuna göre de davalı bankanın krediden kaynaklanan alacağını sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekirken davacılardan talep etmiş olmasının MK’nın 2. maddesi dairesinde hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunup bulunmadığı ve bu durumun aynı sermaye grubu içinde yer alan sigorta şirketi ile acenta sıfatıyla poliçeyi düzenleyen davalı banka bakımından bir sebepsiz zenginleşme hali yaratıp yaratmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
O halde davanın esasına girilerek muris Malik Akkuş tarafından imzalanan hayat sigortası poliçeleri ve banka kredi sözleşmesinde belirlenen hükümler gereğince toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı
vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.