23. Hukuk Dairesi 2015/5431 E. , 2016/3125 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı ile asıl davada davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dosyada davacı vekili, müvekkilinin davalı ait kooperatif hissesini 75.000,00 TL karşılığında satın aldığını, bu durumun kooperatif karar defterinin 28.05.2008 tarih 27 no"lu yönetim kurulu kararı ile onaylandığını, ancak 4 no"lu bağımsız bölümün önce davalı İ.. Y.. adına tescil edildiğini, daha sonra davalı İ.. Y.."un taşınmazı davalı G.. N.."e sattığını ileri sürerek, 4 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle müvekkil adına tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın davalı İ.. Y.."tan 28.05.2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili, üyelik devrinin geçerli olabilmesi için devrin noterde resmi şekilde yapılması gerektiğini, davacının öncelikle kooperatif üyesi olduğunun tespiti gerektiğini, davacının hisse devri karşılığı müvekkiline herhangi bir bedel ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının tazminat talebinin kabulüne dair kararın taraf vekkileri tarafından temyiz istemi üzerine Dairemiz"in 2012/5388 E., 2012/7726 K. Sayılı ilamı ile kooperatif aleyhine dava açılıp bu dava ile birleştirilmesi gerektiği ve Kooperatifi aleyhine açılan 2010/22 Esas sayılı üyeliğin tespiti davası olduğu belirtildiğine göre, bu davanın da mevcut dava ile birleştirilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre davacının kooperatifin üyesi olduğu 2010/22 esas 2012/82 karar sayılı ilamı tespit edildiği ve kararın kesinleştiği, davalı İ.. Y.."un kooperatif hissesini 22.12.2008 tarihli sözleşme ile davacıya devrettiği ve hisse devrine ilişkin kooperatifçe 28.05.2008 tarihli karar alındığı, davalı G.. N.."in davaya konu ..../...
S.2.
ESAS NO : 2015/5431
KARAR NO : 2016/3125
taşınmazı diğer davalı İ.. Y.."tan 16/07/2009 tarihinde iyi niyetle satın aldığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil talebinin reddine, hisse devir sözleşmesinin davalı İsmet yönünden bağlayıcı olduğu, gerekçesiyle tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davacı ile asıl davada davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Somut uyuşmazlıkta; dava dışı kooperatif karar defterindeki 28.05.2008 günlü kararda, davalı İ.. Y.."un kooperatif hissesini devrettiği ve bağımsız bölümün davacı adına tescilinin yapılacağı belirtilmiştir. Kooperatif yönetim kurulunun da imzası bulunan 22.12.2008 tarihli adi yazılı sözleşme ile de, davalı kooperatif hissesini davacıya devredip devir bedeli 75.000,00 TL’nin davacı tarafından davalı ödendiği düzenlenmiştir. Tüm bunlardan davacının davalı İsmet"e ait kooperatif hissesini, bedelini ödemek suretiyle devraldığı anlaşılmaktadır.
Ancak, kooperatif ferdileşme sırasında dava konusu taşınmazı davalı adına tescilini sağlamıştır. İsmet ise taşınmazın mülkiyetini 08.09.2009 tarihinde davalı nakletmiştir. Hukukumuzda kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilke olarak kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse, iyiniyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir. Bu ilke, TMK’nın 1023. maddesinde “tapu kütüğündeki sicile iyiniyete dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” hükmü yer almış, tamamlayıcı madde niteliğindeki TMK’nın 1024. maddesinde ise “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” denilmiştir. Kayıt malikinin, mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, TMK’nın 1024. maddesi uyarınca, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur. Yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.
Mahkemece, davalı iyiniyetli olarak taşınmazı edinip edinmediği konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Muvazaa iddiasının her türlü delille ispat edilebileceği göz önüne alınarak, yukarıda belirtildiği üzere davacının iddiasını kanıtlaması ve davalı kayıt malikinin durumunun değerlendirilmesi için taraflardan delilleri sorulup saptanmalı, kayıt maliki davalının hukuki durumu TMK m.1023-1024 çerçevesinde incelenmeli, davalı iyiniyetli olmadığı anlaşıldığında tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, aksi halde davacının ikinci kademedeki istemi hakkında bir karar verilmesi gerekir. Bütün bu yönler üzerinde durulmaksızın, davanın tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3)Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
..../...
S.3.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (3)numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde davacı şirkete iadelerine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden asıl davada davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.