23. Hukuk Dairesi 2015/5918 E. , 2016/3122 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.05.2010 başlama tarihli iki adet sözleşme akdedildiği, davalı şirketin Kardiyoloji Bölümü ve tüm alt birimleri ile Kalp ve Damar Cerrahisi bölümü ve tüm alt birimlerinin işletmesinin davalı şirket tarafından müvekkili şirkete bırakıldığını, ancak davalı tarafın sözleşmelerin hükümlerini yerine getirmemesi üzerine 19.07.2012 tarihli ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesih nedenlerinin ise, ilgili sözleşmenin 13. maddesinin (d) fıkrasında " bölüm başkanı için 24.000,00 TL, diğer hekim için 12.000,00 TL belirtilen garanti edilen minimum ücretler ödemesi yapılacaktır.." olarak belirtildiğini, belirtilen aynı maddenin (e) fıkrası "yapılan garanti edilen minimum ücret ödemesi çalışılan ayı takip eden ayın ilk 15 gününde hastane bordrosundaki rakam düşüldükten sonra kalan tutara fatura kesilerek (+KDV) yapılacaktır." hükmü gereğince GEMÜ ücretinin belirtilen süreler içerisinde davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle yine aynı maddenin (g) fıkrası "ödemelerdeki gecikmelerin bir yıl içinde 3 defadan fazla olması durumunda Kardiyosel Sağlık sözleşmeyi haklı nedenle feshetme hakkına sahiptir." şeklinde düzenlendiğini, ilgili sözleşmelerin 17. maddesinin (a) fıkrası gereğince " BSK ... Hastanesi sözleşmesi sürecinde işbu sözleşmeyle Kardiyosel Sağlığa tahsis edilen bölümleri hiçbir şekilde üçüncü bir kişiye doğrudan veya dolaylı bir biçimde devredemez, kiralayamaz, ipotek tesisi edemez ve rehin veremez." hükmü gereğince ve kardiyoloji bölümü ile yapılan sözleşmenin 12. maddesinin (a) fıkrası "Hastane, bu sözleşme kapsamında yürüttüğü işlerden dolayı elde ettiği toplam cirosunun 150.000,00 TL"sine kadar sadece hekimlerin garanti edilen minimum ücretlerini öder. 150.000,00 TL geçen kısmından %25"ini + KDV olarak fatura karşılığı Kardiyosel Sağlık"a ödemeyi kabul eder." dendiğini, toplam ciroların 150.000,00 TL"yi aşan kısmın %25 + KDV (Kardiyoloji bölümü için) ve %17,50 + KDV (Kalp damar ve cerrahi bölüm için) müvekkile ödenmemesinden dolayı sözleşmelerin tek taraflı olarak feshedildiğini, sözleşmelerin haklı nedenlerle feshedilmesinden dolayı ilgili sözleşmenin 18. maddesinde kararlaştırılmış olan her bir sözleşmeden dolayı 50.000,00 USD olmak üzere toplam 100.000,00 USD cezai şartının davalı taraftan ... 10. İcra Müdürlüğü"nün 2012/6026 esas sayılı ilamsız icra takibi ile talep edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra takibinin devamına, %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu yapılan cezai şartın sözleşmenin 18. maddesi hükmüne göre; "taraflardan birinin sözleşme hükümlerine aykırı davranması halinde bu aykırılık sözleşmenin icrasını güçleştirir ve/veya imkansız hale getirirse diğer taraf kanuni sürelere riayet etme mecburiyeti olmaksızın akdi feshedebilir", dendiğini, sözleşmenin 18. maddesinde hükme bağlanan cezai şartın talep edilebilmesi için taraflardan birinin sözleşme
hükümlerine aykırı davranmasını, bu aykırılığın sözleşmenin icrasını güçleştirmesi ve/veya imkânsız hale getirmesini, taraflardan birinin bu ihlâlin giderilmesini yazılı olarak talep etmesini ve sözleşmeyi ihlâl eden tarafın karşı tarafın yazılı ihbarından sonra en geç 30 gün içinde bu ihlâli gidermemiş olması şartlarını taşıdığını, şartların birlikte oluşması ve cezai şart talebinde bulunacak tarafın iyiniyet ilkeleri doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini, belirtilen şartların hiçbirisinin gerçekleşmediğini, kardiyoloji bölümü ile ilgili olarak davacı şirketin yükümlülüklerinin hiçbirisini yerine getirmediğini, kardiyoloji bölümünün tüm alt birimlerinin işletilmesini hastane kalitesine uygun şekilde yapmadığını ve hastalara gerektiği gibi ve zamanında hizmet veremediğini, davacı şirketin kardiyoloji bölümüne ilişkin 2011 yılı başına kadar kısa aralıklarla bünyesinde çalıştırdığı hekimler ile ilgili Garanti Edilen Minimum Ücretlerin muntazaman ödenmiş olduğunu, bu konuda hiçbir hak ve alacağın bulunmadığını savunarak, davanın reddini, alacağın %40"ından aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesini, istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sözleşmeyi feshetmesi için haklı sebep olarak ileri sürülen GEMÜ ödemelerinin yapılmaması hususunun kalp damar cerrahisi bölümü için kısmen gerçekleştiği, bu hususun ticari defter ve kayıtlarda ispatlanamadığı, sözleşmeye göre; kalp ve damar cerrahisi ile kardiyoloji bölümlerinin cirolarının 150.000,00 TL"yi geçmediği için bundan doğan bir alacağın bulunmadığı, davacının sözleşmeyi feshetmek için önceden ihlâlin giderilmesini yazılı olarak talep etmesi ve ihbardan sonra en geç 30 gün içinde ihlâl giderilmezse kanuni sürelere uymak mecburiyeti olmaksızın fesih ve cezai şart talep etmek zorunda olmasına rağmen, davacı tarafça böyle bir ihbar ve ihtar yapılmadan sözleşmenin feshedildiği, yapılan fesih bildiriminin, açıklanan nedenlerle sözleşme hükümlerine aykırı olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine, takibin kötüniyetli olarak yapıldığı davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle de davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan fazla alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Taraflar arasında düzenlenen, ""Sözleşmenin feshi ve cezai müeyyideler"" başlıklı 18. maddesi (a) ve (b) olarak iki ayrı fıkra halinde düzenlenmiş olup;
(a) fıkrasında, taraflardan birinin sözleşmeye aykırı davranması halinde, bu aykırılık sözleşmenin icrasını güçleştirir ve/veya imkansız hale getirirse, diğer tarafın kanuni sürelere riayet mecburiyeti olmaksızın akdi feshedebileceği, bu takdirde sözleşmenin feshine neden olan ve/veya sözleşmeyi haksız fesheden taraf yürürlükteki kur üzerinden, 50.000 USD (ellibin Amerikan doları) cezai şart ödemeyi, hiçbir ihtara gerek kalmaksızın fesih tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt eder."" dedikten sonra;
(b) fıkrasında da, ""taraflardan birinin sözleşmeye aykırı davranması halinde, bu aykırılık sözleşmenin icrasını güçleştirir ve/veya imkansız hale getirirse, diğer taraf bu ihlalin giderilmesini yazılı olarak talep eder. Sözleşmeyi ihlâl eden taraf, bu ihbardan sonra en geç 30 gün içinde bu ihlâli gidermek zorundadır. Öngörülen süre içinde bu ihlâl giderilmediği takdirde, diğer taraf sözleşmeyi kanuni sürelere riayet mecburiyeti olmaksızın feshetme hakkına sahiptir. BU ŞEKİLDEKİ FESİH DURUMUNDA DA bu maddenin (a) fıkrasında belirtilen cezai müeyyideler aynı şekilde geçerlidir.""
Denilmek suretiyle ilki; ihlâl halinde, eğer sözleşmenin devamı arzu edilmiyorsa, bildirimsiz doğrudan fesih, ikincisi ise, ihlâl halinde, yine de sözleşmenin devamı isteniyorsa, öncelikle ihlâl eden tarafa, ihlâlin giderilmesi için 30 günlük süre verilip, bu süre sonunda da ihlâl giderilmediğinde, yine sözleşmenin feshi hakkı tanınmaktadır.
(b) fıkrasının son bölümünde ""Bu şekilde fesih durumunda da, (a) fıkrasındaki cezai şartlar aynen geçerlidir."" denilmek suretiyle, 18. maddenin (a) ve (b) fıkralarında seçimlik iki türlü fesih hakkı tanındığı açık olup; aksi durumda sadece (b) fıkrası, (a) fıkrasındaki cezai şart eklenmek suretiyle fesih düzenlemesi için yeterli olacak ve iki ayrı ve farklı fıkraya gerek kalmayacaktı.
Somut olayımızda davacı tarafta artık sözleşmeyi devam ettirme iradesi de bulunmadığından, sözleşmenin tanıdığı seçimlik fesih haklarından, (a) fıkrasında düzenlenen doğrudan ve bildirimsiz fesih hakkının kullanıldığı anlaşılmakla ve bu fesih yolu için ayrıca yazılı bildirim ve ihlâlin giderilmesi bakımından mehil verilmesi zorunluluğu da bulunmadığından, yerel mahkemenin sözleşmenin yukarıda açıklanan içerik, amaç ve ruhuna aykırı olarak, bildirimsiz ve mehil verilmeksizin sözleşmenin feshinin mümkün ve geçerli olmayacağı yönündeki gerekçelerle davayı reddetmesi yerinde olmayıp, bozulması gerekirken, hükmün onanması yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 23.05.2016