23. Hukuk Dairesi 2015/5654 E. , 2016/3121 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, ....Kooperatifi tarafından inşa edilen villaların üyelere teslim edildiğini, kooperatifin işletme kooperatifine dönüştürüldüğünü, davalının da sitede bir adet villasının olduğunu, merkezkent sitesindeki tüm hizmetlerin işletme koopratifi tarafından yerine getirildiğini, davalının ödemediği aidatları nedeniyle ... Müdürlüğü"nün.. Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacağın dayandığı hukuki nedenin yolsuz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 07.11.2013 tarihili davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen kararın, Yargıtay .D"nin “Dosya içindeki bilgi ve belgelerle, tapu kayıtlarının incelenmesinde; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Yasası"nda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 Sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Yasası"nın 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta, kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir.Hukuki uyuşmazlıklarda asliye mahkemelerinin görevi asıl, sulh mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye mahkemesinde görülür. Bu durumda mahkemece; davaya konu taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. “ gerekçesiyle bozulduğu, görülmüştür.
Mahkemece, bozma ilamı, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile ....Müdürlüğü"nün... Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın 5.000,00 TL asıl alacak, 3.797,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.797,00 TL yönünden kabulü ile, icra inkar tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava aidat bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece, karara esas alınan bilirkişi raporunda, temerrüt faizi miktarı davacı kooperatifin genel kurul kararı dikkate alınarak aylık % 8"den belirlenmiştir.
Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 6098 sayılı TBK"nın 117. madde hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur.
Dava konusu alacağın doğduğu tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı kanunun temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz" düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK"nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Zira bu husus, 6098 sayılı TMK"nın uygulama ve yürürlüğüne ilişkin 6101 sayılı Yasa"nın 7. maddesinin emredici hükmüdür.
Bu durumda Mahkemece, dava konusu yapılan alacakla ilgili TBK"nın 120/2. maddesinde yazılı oran aşılmadan işlemiş faiz borcunun hesaplanması amacıyla ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hüküm dikkate alınmadan temerrüt faiz hesaplaması yapılan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Takip konusu alacak, aidat istemine dayanmakta olup, miktarının davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına, (3) no"lu bentte açıklanan nedenle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.