11. Hukuk Dairesi 2017/4823 E. , 2018/3511 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/05/2017 tarih ve 2014/492-2017/500 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı .... Holding A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 23.279,00 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinin belge karşılığında davalılara 15.000,00 DM ödediğini, davalıların aynı yöntemle binlerce kişiden nakit para topladıklarını, kısa bir süre sonra müvekkilinin parasını istediğini, ancak bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, .... Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını ve davalı yönetim kurulu başkanının da diğer davalı ile birlikte zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkiline ödenmesi gereken kâr payının davalıdan tahsiline, taraflar arasında ortaklık ilişkisinin feshine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.001,00 TL"sinin temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 12.773,35 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu ve bu şirkete ilişkin elinde hisse senetleri bulunduğunu, bir ortak hisse senedine dayanarak ortağı bulunduğu şirkete karşı alacak ve istirdat davası açmasının yasal dayanağı bulunmadığını savunarak davanın reddine talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalıların istenildiğinde derhal ve işlemiş kâr payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, ancak taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalılar tarafından zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, SPK tarafından
gönderilen yazı ve CD"lerde yer alan kayıtlarda davalı şirketlerin ortaklık yapısı ve davalı şirketlerin ortaklarından yaptıkları tahsilatları gösterdiği, SPK kayıtlarına göre davalının davacıdan 7.668,00 EURO tahsil ettiği, dava tarihi itibariyle bu miktarın TL karşılığının 12.773,35 TL olduğu, davacının davadan önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekeceği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı .... Holding A.Ş’nin ortağı olmadığının tespitine, 12.773,35 TL‘nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 06/09/2005 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının kâr payı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı .... Holding A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı .... Holding A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ve 5.001,00 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş olup, bozmadan sonra 14.03.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 12.773,35 TL"nin tahsili istenmiştir. Kural olarak, ıslahın yargılama bitinceye kadar yapılması mümkün ise de (04.02.1948 tarih ve 1944/10 E-1948/3 K sayılı İBK ile 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K sayılı İBK’ya göre) hükmün Yargıtay tarafından bozulması üzerine hüküm mahkemesinde yapılan yeni yargılama sırasında ıslahta bulunulması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, bozmadan sonra ıslahın söz konusu olmayacağı nazara alınmadan ıslahla arttırılan meblağa hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı .... Holding A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... Holding A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... Holding A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı .... Holding A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.