Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4019
Karar No: 2018/3507
Karar Tarihi: 14.05.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/4019 Esas 2018/3507 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/4019 E.  ,  2018/3507 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/05/2017 tarih ve 2014/1302-2017/369 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı .... Ve ... Inş. Tar. Ve San. Işl. Tic. A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendiktendava konusu meblağ 23,279 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinin belge karşılığında davalılara 26.606,00 DM verdiğini, davalıların aynı yöntemle binlerce kişiden nakit para topladıklarını, kısa bir süre sonra müvekkilinin parasını istediğini, ancak bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, ... Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını ve davalı ...’ın yönetim kurulu başkanı olarak diğer davalılarla birlikte zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketlerde hukuka uygun surette kurulmuş bir ortaklığının bulunmadığının tespiti ile müvekkilinden tahsil edilen 26.605,00 DM (13.602,92 Euro) karşılığı 27.216,72 TL"nin en yüksek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirketler vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ... İnşaat Tarım A.Ş.’nin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalıların istenildiğinde derhal ve işlemiş kar payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, ancak taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalılar tarafından
    zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, SPK tarafından gönderilen yazı ve CD"lerde yer alan kayıtlarda davalı şirketlerin ortaklık yapısı ve davalı şirketlerin ortaklarından yaptıkları tahsilatları gösterdiği, buna göre SPK kayıtlarına göre davacıdan
    toplam 6.648,00 EURO tahsil edildiği, davalı yöneticinin MK’nın 50. maddesi ve TTK’nın 321/son maddesi gereğince de oluşan zarardan sorumlu olduğu, davacının davadan önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ...Ş. nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 13.155,06 TL’nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 10/05/2010 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı .... ve ... İnş. Tar. Ve San. İşl. Tic. A.Ş. vekili ile davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirketler vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların yüksek kar payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ve müvekkilinden 10.05.2000 tarihli “ortaklık durum belgesi” adlı belge ile 26.605,00 DM alındığını ileri sürerek geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve 26.605,00 DM’nin dava tarihindeki TL karşılığının tahsilini talep etmiş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yazılı şekilde, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine ve davalı şirketlerin SPK’ya bildirdikleri bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla SPK’ya kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazıların ekine ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiş ve daha sonra davalı şirketler ise, hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlardır. Ayrıca, davalılar, davacı tarafından verilen paranın bir kısmının davacıya geri verildiğini iddia ve ispat etmedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacının davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu tespit edildiğine göre, “ortaklık durum belgesinde” yazan miktar gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davalılar tarafından SPK’ya sunulan ve içeriği davalılar tarafından dahi kabul edilmeyen SPK kayıtlarında yer alan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    3- Ayrıca, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalıların eylemi haksız fiil teşkil ettiğinden paranın ödenme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirketler vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 673,97 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...Ş. ve ... Inş. Tar. ve San. Işl. Tic. A.Ş."den alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi