Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3202
Karar No: 2016/3115
Karar Tarihi: 23.05.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/3202 Esas 2016/3115 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/3202 E.  ,  2016/3115 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ...Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespite ilişkin asıl, tahliye ve teslime ilişkin birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, mali yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve müvekkiline 47 numaralı konutun tahsis edildiğini, daha sonra davalı kooperatifçe, müvekkilinin yaptığı bir kısım ödemelerin geri çevrildiğini, kooperatif yetkilileri ile iletişim kurulamaması nedeniyle mali yükümlülükleri konusunda ihtilaf doğduğunu, davalı kooperatifçe müvekkilinin üyelikten ihracına karar verildiğini, bunun üzerine üyeliğin tespiti için açılan davada..... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin... E.,.... K. sayılı ilamı ile ihraç kararının iptaline üyeliğini tespitine karar verildiğini, davalı kooperatifçe ihraç kararına dayanılarak müvekkiline tahsis edilen konutun haksız olarak davalı İ.. A.."un kullanımına bırakıldığını ileri sürerek, müvekkilinin 2004 ile 2008 yılları arasındaki davalı kooperatife olan mali yükümlülükleri miktarının tespiti ile davalı İ.. A.."un konuttan tahliyesine konutun müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada davalı mirasçısı B.. M.., dava konusu taşınmazın muris babası İ.. A.. tarafından 08.05.2006 tarihinde ....den satın alındığını, 30.05.2008 tarihinde de ...."e satıldığını, muris babasının 29.11.2010 tarihinde vefat ettiğini, bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin kalmadığını, kendisinin de konuta ilişkin bir kullanımı ve talebinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada diğer davalı mirasçıları davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; usulüne uygun ihtara rağmen davalı kooperatifçe yönetim kurulu karar defterlerinin ibraz edilmediği, bu nedenle davacının üyeliğinin davalı kayıtlarından tespit edilemediği, ancak ....Asliye Ticaret Mahkemesi"nin .. E., ... K. sayılı dosyasına sunulan 22.05.2008 tarihli bilirkişi raporundan, davacının 15.06.2000 tarih ve 144 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul edildiğinin ve 47 numaralı konutun davacıya tahsis edildiğinin anlaşıldığı, söz konusu mahkeme kararı ile davacının 3.780,00 TL tutarında aidat borcunu ödememesi sebebiyle 09.12.2013 tarih ve 58 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan ihracına karar verildiği, ....Asliye Ticaret Mahkemesi"nin anılan kararıyla ihraç kararının iptali gereken bir karar olduğu belirtilerek davacının üyeliğinin tespitine karar verildiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesi uyarınca, üyelerin yükümlülüğünün, genel kurulca belirlenecek aidatların ödenmesi olduğu, davacının 22.10.2013 tarihinde 1.900,00 TL, 22.10.2004 tarihinde 500,00 TL, 15.03.2005 tarihinde 500,00 TL olmak üzere toplam 2.900,00 TL banka aracılığıyla ödeme yaptığı, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında yatırdığı paralara ilişkin ödeme belgesi sunamadığı, yaptığı ödemelerin mahsubu sonrası bakiye 12.680,00 TL aidat borcunun bulunduğu, bu miktarın gecikme zammı ile birlikte 63.714,25 TL olduğu, davalı kooperatifin ferdileştirme işlemini yapmadığı, diğer üyelere de daire tahsisinin henüz yapılmadığı ve taşınmazın halen arsa niteliğinde bulunduğu, davacının kendisine tahsis edilen 47 numaralı bağımsız bölüme ilişkin tescil ve teslim talebinde bulunabilmesi için kooperatife karşı olan mali yükümlülüklerini yerine getirmesinin zorunlu olduğu, ancak davacının kooperatife toplam 63.714,25 TL aidat ve gecikme zammı borcunun bulunduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl ve birleşen dava, tespit ve tahliye ile teslim istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının, davalı kooperatifin 09.12.2003 tarihli kararı ile ihraç edildiği,....Ticaret Mahkemesi"nin ...E., ... K. sayılı ilamı ile, davacının üyeliğinin tespitine karar verildiği anlaşılmış olup, anılan dosya, dosya içerisinde bulunmadığından kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamıştır.
Ne var ki, mahkemenin .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin ilamıyla davacının kooperatif ortaklığının tespitine karar verildiğine ilişkin gerekçesi, asıl davada davalı kooperatifçe temyiz edilmediğinden, davacının, davalı kooperatifin ortağı olduğu hususu kesinleşmiştir.
Kural olarak, kooperatif ortağının, dairesinin kendisine teslimi ya da tapu iptali ve tescili talebinde bulunabilmesi için davaya konu edilen taşınmaza yönelik olarak, davalı kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olduğunu, hiçbir ediminin kalmadığını, diğer üyelerle eşit durumda olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi gereğince, kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorunda olduğundan, davacı ile aynı durumda olan birçok ortağa borca rağmen dairelerinin tahsis edilip edilmediğinin, tapularının verilip verilmediğinin belirlenmesi gerekir.
Mahkemece, davacının aidat borcunun bulunduğu, taşınmazın arsa vasfında olduğu, tapuların hak sahiplerine dağıtılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescilinin istenmediği, dairenin kooperatif üyelerinin kullanımında olduğu, tahliye ve teslim talep edildiği hususları gözden kaçırılmıştır.
Bu durumda mahkemece, kooperatif defter, kayıt ve belgelerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise anasözleşmenin 40. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Memurluğu"ndan, mümkün olmazsa kooperatif anasözleşmesinin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü"nden, kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri, kur"a ve tahsis belgeleri celbedilip kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde dava konusu dairenin davacıya tahsis edilip edilmediği, kooperatifin borçları bulunmasına rağmen, diğer ortaklara taşınmazları teslim edip etmediği hususunda ek rapor alınmalıdır.
Bu araştırmanın sonucuna göre, davalı kooperatifin borçları bulunan diğer ortaklarına tahsis edilen taşınmazlarını teslim etmediğinin belirlenmesi durumunda, asıl davanın bu gerekçeyle, birleşen davanın ise erken açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmelidir.
Yukarıdaki açıklanan araştırma sonucu, asıl davada davalı kooperatifçe borçları bulnmasına rağmen ortaklarına konutlarının teslim edildiğinin tespit edilmesi durumunda ise;
Dosya kapsamından, dava konusu dairenin, birleşen davada davalı İ.. A.. tarafından 30.05.2008 tarihinde, yani dava tarihinden önce dava dışı Esme Kantemir"e devredilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, dava konusu dairenin davalı İ.. A.."un kullanımında olup olmadığı araştırılarak, davalının kullanımında değilse daireyi kullanan şahsa karşı dava açması için davacıya süre verilmesi, dava açılması halinde davanın, işbu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, davacı ile konutu kullanan üyeden hangisinin üstün hak sahibi olduğunun araştırılması, asıl davanın kabulüne, birleşen davada davalı İ.. A.. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi, İ.. A.."un kullanımında ise veya başka bir şahsın kullanımında olduğu belirlenip, o şahıs ile ilgili dava açılıp işbu dava ile birleştirilmesi durumunda ise, davacı ile konutu kullanan üyeden hangisinin üstün hak sahibi olduğu yolundaki araştırmanın sonucuna göre birleşen veya sonradan açılarak birleşen dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan HMK"nın 297/1-c maddesi, hükmün, "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri"ni içermesi gerektiği hükmünü, 297/2. maddesi ise, "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü içermektedir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davada, davacının dava dilekçesindeki "davacı müvekkilimiz tarafından yerine getirilmesi gereken kooperatif ortaklığından kaynaklanan 2004 ile 2008 dönemlerine ilişkin akçalı yükümlülüklerin ve miktarları ile işbu yükümlülüklerin müvekkilimizce ödenen ve varsa ödenmeyen kısımlarının tespitine" yönündeki talebiyle ilgili, gerekçede herhangi bir tartışma ve değerlendirme yapılmaması ve hüküm kurulmamış olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzelte yolu açık olmak üzere, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi