Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/12016 Esas 2017/4863 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/12016
Karar No: 2017/4863
Karar Tarihi: 18.10.2017

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/12016 Esas 2017/4863 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranılması halinde, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, bu kararda bu husus göz önünde bulundurulmadan savunma hakkını kısıtlayacak şekilde karar verildiği belirtilmiştir. Ayrıca, mahkeme kararlarının gerekçeli ve açık olması gerektiği ve hükmün CMK'nın 230. maddesine uygun şekilde gerekçe içermemesinin CMUK'nın 308/7. maddesinde kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiği vurgulanmıştır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (141), Ceza Muhakemesi Kanunu (5271) (34/1, 230, 289/9 ve 231/5, 231/11), ve CMUK'nın (1412) 308/7. maddesi.
14. Ceza Dairesi         2014/12016 E.  ,  2017/4863 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
    HÜKÜM : Mahkûmiyet


    İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesinde uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, sanığın hukuki durumu değerlendirilmek üzere duruşma açılarak hükmün açıklanıp açıklanmayacağı hususunda karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkını kısıtlayacak şekilde duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karar verilmesi,
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK"nın 34/1, 230, 289/9 ve 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması gerektiği ve bu kapsamda gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınıp reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ile bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği ve hükmün CMK"nın 230. maddesine uygun şekilde gerekçe içermemesinin CMUK"nın 308/7. maddesinde kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiği gözetilmeden, yazılı şekilde gerekçesiz hüküm kurulması,
    Mahkemece sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin ardından denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği gerekçesiyle sanık hakkında aynı Kanunun 231/11. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, ilk hükümle belirlenen kısa süreli hapis cezasının TCK"nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, esası incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.