8. Hukuk Dairesi 2009/4256 E. , 2010/535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İstanbul 2. Aile Mahkemesinden verilen 25.03.2009 gün ve 80/241 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ..., evlilik birliği içinde edinilen 1233 ada 23 parselde kayıtlı 10/100 arsa paylı 4. kat 10 nolu dairenin alımı sırasında kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak ve babasından aldığı parayı vermek suretiyle katkıda bulunduğunu açıklayarak 70.000,00 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu dairenin alınmasına davacının katkısı bulunmadığını, ev kadını olup evlilik süresince çalışmadığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 27.200,00 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, boşanmadan sonra açılan katkı payı alacağına ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında, kendisine ait yaklaşık 180-200 gram altınını bozdurarak ve babasından aldığı borç parayı vererek katkıda bulunduğunu bildirerek davanın kabulünü istemiş, davalı ise evlilik birliği devam ederken davacının hiç çalışmadığını, yaklaşık 150 gram altını bulunduğunu ancak dava konusu dairenin alınması sırasında bozdurulmadığını, bu nedenle katkısının söz konusu olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Dinlenen davacı tanıkları dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında davacıya ait altınların bozdurulduğunu açıklamışlardır. Davalının dinlenen tek tanığı olan kardeşi ... de davacının yaklaşık 150 gram altını bulunduğunu bu altınları başka bir kooperatif evinin alınması sırasında bozdurulduğunu, daha sonra bu kooperatif evinin davacının kardeşine bedelsiz olarak devredildiğini bildirmiştir.
Taraflar 2.6.1978 tarihinde evlenip, 18.4.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18.4.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır.Eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, başka mal rejimi seçilmediğinden bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Davaya konu daire eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 22.6.1988 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmaz 743 sayılı MK. nun yürürlük zamanında edinildiğinden buna ilişkin uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Toplanan delillerden, davacı kadının davalıya ait 1233 ada 23 parselde kayıtlı 10 nolu dairenin alımına, 150 gram miktarındaki altınını bozdurarak katkıda bulunduğu, bu hususun aşamalarda alınan davalının da beyanlarıyla sabit olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. 22.6.1988 tarihinde edinilen dava konusu taşınmaza davacının 150 gram miktarındaki altınını bozdurarak katkıda bulunduğu anlaşıldığından, yapılması gereken iş; altınların katkı tarihindeki değeri kuyumcu bilirkişi aracılığıyla belirlenip, taşınmazın edinildiği tarihteki bedeline oranlanarak, katkı payını bulmak, belirlenen katkı oranının, taşınmazın dava tarihindeki değeri olarak bilirkişi tarafından bildirilen 145.000,00 YTL ile çarpılması sonucunda elde edilen miktarın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermektir. Bunun yerine mahkemece, ziynetlerin değeri, davacının beyanı doğrultusunda 8.000 YTL olduğu kabul edilerek bulunan katkı oranının, taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri ile çarpılması sonucu belirlenen miktara hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Dava, 70.000,00 TL katkı payı isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Kabule göre; reddedilen kısım yönünden davalı yararına Avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 364,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 08.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.