Davacılar 1-... 2-... 3-... ile davalı ... birleşen 2010/271 Esas sayılı davada davacılar 1-... 2-... 3-... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 27.10.2011 gün ve 2010/94-2011/226 sayılı hükmü onayan Dairemizin 03.10.2012 gün ve 2012/1270-5970 sayılı ilamı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Asıl ve birleşen dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca hükümsüz olduğunun tespiti ile sözleşme uyarınca devredilen tapuların iptâli ve tesciline ilişkindir.
Mahkemece davaların reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 03.10.2012 gün 2012/1270 Esas-2012/5970 Karar sayılı ilâmı ile onanmış, onama ilâmına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş, mahkemenin 25.12.2012 tarihli ek kararı ile karar düzeltme talebi süre yönünden reddedilmiş, bu defa ret kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilerek ek kararın bozulması ve karar düzeltme taleplerinin incelenmesi istenmiştir.
1-Yargıtay’ın onama ilâmı davacılar vekili Av....’ın (.....ı ... İşhanı Kat:1 No:2 Merkez/...) adresine tebliğe çıkarılmış ve bu adreste birlikte çalışan Av...’e 28.11.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde, kendisine onama ilâmı tebliğ edilen Av....’in sigortalı çalışanı ya da ortağı olmayıp işyeri komşusu olduğunu, bu nedenle tebligatın geçersiz bulunduğunu, tebliğ tarihinin evrakın kendisine ulaştırıldığı 29.11.2012 olduğunu bildirmiştir. ... Barosu tarafından düzenlenen 22.02.2013 tarihli belgede Av....’in adresinin (.... İşhanı Kat:1 No:1 ....) olduğu bildirilmiştir. Görüldüğü gibi davacılar vekili ile kendisine tebligat yapılan vekilin farklı işyerlerinde faaliyetini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Dosyada davacılar tarafından ya da vekilleri Av.... tarafından Av...’e verilmiş bir vekâletname veya yetki belgesi bulunmamaktadır.
Bu durumda Av...’e yapılan tebligatın geçerliliğinden sözedilemeyeceğinden davacılar vekili Av.... tarafından bildirilen 29.11.2012 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ve karar düzeltme süresinin hesabında başlangıç alınması gerekir. 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 Sayılı HUMK’nın 440/I. maddesinde öngörülen 15 günlük karar düzeltme süresi 29.11.2012 tarihinden başlatıldığında davacılar vekilinin 14.12.2012 tarihinde yaptığı karar düzeltme başvurusunun süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemenin karar düzeltme
talebinin süre yönünden reddine dair ek kararı yasaya aykırıdır. Kaldı ki karar düzeltme Yargıtay kararına karşı istendiğinden taleple ilgili karar verme yetkisi de yerel mahkemeye değil, Yargıtay’a aittir. Açıklanan nedenlerle mahkemenin karar düzeltme talebinin süre yönünden reddine dair ek kararın bozularak ortadan kaldırılması ve karar düzeltme talebinin esas yönden incelenmesi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin incelenmesine gelince;
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilâmında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve HUMK’nın 442. maddesi hükmünce 219,00 TL para cezası ile bakiye 6,55 TL red harcının karar düzeltme isteyen davacılara yükletilmesine, 23.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.