17. Hukuk Dairesi 2015/7003 E. , 2018/453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın müvekkilinin sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu müvekkilinin geçici işgöremezliğe uğradığını, 9 ay boyunca çalışamadığını, ayakkabı tamircisi olduğunu, 9 aylık kazancının ortalama aylık net 1.200,00 TL olduğunu, elem çektiğini beyanla, belirsiz alacak davası olarak 10.000,00 TL manevi, 10.800,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ..., davalı ... aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat talebini içerir davasının kısmen kabulüne, 8.640,00 TL geçici iş görmezlik maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 13.640,00 TL maddi ve manevi tazminatın, kaza tarihi olan 25/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsili ile davacı ..."a verilmesine, davacı ..."ın fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat talebini içerir davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın
kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda mahkeme tarafından ATK’dan 25.8.2005 kaza tarihinde yürürlükte bulunan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre aldırılan bilirkişi raporunda davacıda sürekli maluliyet durumu bulunmayıp davacının iyileşme süresi 1 ay olarak tespit edildiği halde, mahkemece hesap bilirkişi raporunda dava dilekçesinde belirtilen 9 aylık geçici işgöremezlik süresi için hesaplama yapan seçeneğe itibar edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
3-Kabule göre de; kaza tarihi 25.8.2005 olup davacı dava dilekçesinde ayakkabı tamircisi olduğunu ve aylık kazancının 1.200,00 TL olduğunu beyan etmiş, mahkemece dinlenen davacı tanıkları davacının ayakkabı atölyesinde çalıştığını, haftalık 400,00 TL aldığını beyan etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dilekçesinde beyan edilen gelire göre hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece davacının kaza tarihi itibariyle SGK kayıtları bir iş yerinde çalışıyorsa ücret belgeleri getirtilerek belirlenecek gerçek gelirine göre 1 aylık dönem için geçici işgöremezlik tazminatı hesabı yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda davacıda daimi maluliyet bulunmayıp davacının 1 ay süreyle geçici işgöremezliğe uğraması, davacının %20 oranında, davalının %80 oranında kusurlu olması, kaza tarihi (25.8.2005) gibi hususlar dikkate alındığında davacı için hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminatın miktarı fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.1.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.