Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2256
Karar No: 2018/11056
Karar Tarihi: 06.06.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2256 Esas 2018/11056 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, taşınmazın satışı ile ilgili yapılan temliklerin muvazaalı olduğu iddiasıyla açılmıştır. Davacılar, mirasçıları adına kayıtlı olan taşınmazın satış işlemleri sırasında mirasçılarının alacak gücü bulunmadığını ve satma ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, yapılan temliklerin iptali ve kendi adlarına tescilinin istenmiştir. Davalı ise taşınmazın babası tarafından bedeli ödenerek mirasçılardan satın alındığını, daha sonra kendisinin ve babasının bu taşınmazı kiralayarak ekip biçmelerine devam ettiklerini ve taşınmazı ileri sürülen maddi sıkıntı nedeniyle dava dışı alıcıya sattığını belirtmiştir.
Mahkemede davacı tanıklarının dinlenilmemiş olması nedeniyle kararın bozulduğu belirtilmiş ve yeniden yapılan yargılama sonucunda davalar reddedilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 241. maddesinde gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde geri kalan tanıkların dinlenilmemesine karar verilebileceği belirtilmiştir. Ancak bu davada mahkemece açıkça verilmiş böyle bir karar bulunmamaktadır. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190. maddeleri gereğince, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin muvazaalı olduğu iddiası kanıtlanamamıştır. Kararın usul ve yas
1. Hukuk Dairesi         2018/2256 E.  ,  2018/11056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar,mirasbırakanları ..."ın ölmeden önce adına kayıtlı ... parsel sayılı taşınmazını 30.07.1965 tarihinde davalının babası olan oğlu ...’a satış göstermek sureti ile temlik ettiğini, satış yapıldığında 24 yaşında olan ..." ın taşınmazı alacak gücü bulunmadığı gibi murisin de satma ihtiyacı olmadığını, ...’in ise söz konusu taşınmazı 11.08.1993 tarihinde eşinin kardeşi olan dava dışı ..."e devrettiğini, ..." in de 29.12.2009 tarihinde taşınmazı ...’in oğlu davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan tüm temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmazın babası Bilal tarafından 1965 yılında bedeli ödenmek sureti ile mirasbırakandan satın alındığını, daha sonra maddi yönden sıkıntı yaşaması nedeni ile 1993 yılında taşınmazı dava dışı ..." e sattığını, ancak kendisinin ve babasının satış yolu ile devredilen bu taşınmazı kiralamak suretiyle ekip biçmeye devam ettiklerini, daha sonra dava dışı ...’ın maddi olarak sıkışması nedeni ile taşınmazı satış yolu ile kendisine temlik ettiğini, satış bedelinin ...’a banka aracılığı ile ödendiğini, yapılan işlemlerde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “ Somut uyuşmazlıkta, davacılar ileri sürdükleri iddianın kanıtlanması bakımından diğer delilerin yanında tanık deliline de dayanmışlar ve altı kişiyi tanık olarak bildirmişlerdir. Mahkemece davacı tanıklarının ikisi dinlenilmiş, diğer tanıkların dinlenilip, dinlenilmemeleri bakımından bir karar verilmeksizin hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesinde, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde, mahkemece
    geri kalan tanıkların dinlenilmemesine karar verilebileceği belirtilmiş ise de, eldeki davada mahkemece açıkça verilmiş böyle bir karar bulunmamaktadır. O halde, mahkemece mirasbırakanın gerçek irade ve amacının açıklığa kavuşturulabilmesi bakımından davacı tarafın gösterdiği diğer tanıkların da usûlüne uygun olarak dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak tüm delilerin bir arada değerlendirilmesi, muris tarafından yapılan ilk temlikin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2018 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakan ... tarafından 1965 yılında yapılan temlikin, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı,bedelsiz ve muvazaalı olduğu iddiası Türk Medeni Kanunu 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190. maddeleri gereğince usulünce kanıtlanamadığından; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 8.20.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 06.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi