20. Hukuk Dairesi 2016/253 E. , 2017/5362 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ... Yönetimi ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılan ... kadastrosunda ... alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, 101 ada 1 sayılı ... parselinin 948 ve 952 sınır noktalarının güney kısmında ... sayılan yerlerden olduğu halde, ... sınırları dışında bırakıldığını belirterek, ... niteliğiyle ... adına tescilini istemiştir. Davaya konu yer hakkında ... köyü 273 ada 2 ve 7 parsel numarası verilerek ve kadastro mahkemesinde ... kadastrosuna itiraz davasına konu olduğundan sözedilerek malik hanesi açık bırakılıp kadastro tesbit tutanağı düzenlenerek 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince mahkemeye gönderilmiş, tutanağın edinme nedeninde ismi geçenler davaya dâhil edilmiştir.
Mahkemece, davanın reddine, 273 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ..., 273 ada 7 sayılı parselin ... adına tarla niteliğiyle tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/12/2013 gün ve 2013/7362-11830 E K sayılı kararı ile bozulmuştır.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece çekişmeli taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme dayanak ... bilirkişi kurul raporunda çekişmeli taşınmazların, üzerinin 10-15 yaşlarında normal kapalılık ve sıklıkta kızılağaç, meşe ve gürgen ağaçları ile kaplı olduğu belirtilmiş, eylemli durumu itibariyle 6831 sayılı Kanunun 1. maddesine ... sayılan yerlerden olup olmadığı değerlendirilmeksizin eski tarihli belgelerde ... sayılmayan yerlerden oldukları gerekçesiyle ... olmadıkları bildirilmiştir. Bu haliyle ... bilirkişi kurul raporu hükme yeterli değildir. Ayrıca, ziraat bilirkişi raporunda ise taşınmazların eğimlerinin %20-25, üzerinin büyük bir kısmının genç kızılağaçlar ile kaplı olup zeminin eğrelti otları ve diğer otsu bitkiler bulunduğu, son 10-15 yıldır tarımsal faaliyete ara verildiğini bildirmiş, buna rağmen taşınmazların ziraat arazisi niteliğinde olduğunu yönünde görüş belirtilmiştir. Rapor kendi içinde çelişkili ve yetersizdir. Bunlardan ayrı; keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler çekişmeli taşınmazın davalılar tarafından kullanılmadığı bildirilmiş olmasına rağmen, taşınmazın öncesinde davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise taşınmazların iradi olarak mı terkedilip edilmediği araştırılmamıştır.
Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. "hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine, 273 ada 2 sayılı parselin tespit givi davalı ... adına, 273 ada 7 sayılı parselin ise tespit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ... kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Yörede ... kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmışt
Mahkemece, bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; önceki bozmamızda ... bilirkişi raporunun hükme yeterli olmadığı, ziraat bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğu ve taşınmazların öncesinde davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise iradi terk durumunun araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Bozma sonrası alınan ... bilirkişi raporunda ise taşınmazların eğiminin az, üzerinde, 10-15 yaşlarında normal kapalılıkta ve sıklıkta kızılağaç, meşe ve gürgen ağaçları ile kaplı olduğu, topraklarının ... toprağı olup, üzerinde humus ve ölü örtü birikintisi bulunduğu ancak 1969 tarihli hava fotoğrafında ve 1971 tarihli memleket haritasında tarım alanında kaldıklarından ... sayılmayan yerlerden olduğunu, ziraat bilirkişisi ise taşınmazın % 20 eğimli, organik madde bakımından zengin ve çevresindeki ... yapısından farklılıklar gösteren kültür arazisi niteliğinde olduğunu belirtmiştir. ... bilirkişi raporu ile ziraat bilirkişi raporları taşınmazın toprak yapısı eğimi, kullanım biçimi yönünden çelişkili olduğu gibi, mahkemece taşınmazın davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadığı kullanılmışsa iradi terk durumu araştırılmamış, komşu taşınmaz kayıtları getirtilerek kullanım durumu denetlenmemiştir.
Bu nedenle, mahkemece, taşınmazın bulunduğu yere ait tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bunlardan üretilen memleket haritaları bulundukları yerlerden getirtilerek, önceki keşif sırasında uygulandığı anlaşılan 1971 (en eski tarihli) tarihli memleket haritası ve dayanağı hava fotoğrafı ve varsa amenajman planı ile önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç ... mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler yardımıyla yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir.
Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte getirtilen tespitten geriye doğru 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritası stereskopik aletle incelenerek taşınmazların o yıllardaki kullanım durumu, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, taşınmazların toprak yapısı incelenmeli, ziraatçi bilirkişiden çekişmeli taşınmazların geçmiş ve ayrıntılı fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar - ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK’nın 259 ve 261. maddeleri gereğince taşınmazlar başında dinlenip;
taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/06/2017 gününde oy biliğiyle karar verildi.