9. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9772 Karar No: 2016/7725 Karar Tarihi: 29.03.2016
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/9772 Esas 2016/7725 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2016/9772 E. , 2016/7725 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, grevin durdurulması ve yetki belgesinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sendika üyesi işçilerin 3/4 ünün sendikadan istifa ettiklerini iddia ederek grev kararının durdurulmasını ve davalı sendikanın yetki belgesinin geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı taraf davacı işverenin sendikal hakları engellemek istediğini ve sendikaya üye işçi sayısının 3/4 oranında eksilmesi halinde dahi sendikanın yetkisinin düşmeyeceğini bu nedenle davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, tensip tutanağında alınan kararlarla bilirkişi incelemesine gidilmiş, sonrasında dosya üzerinden yapılan inceleme ile, yetki tespiti başvuru tarihinde sendikanın üyesi olan işçilerin (457) dörtte üçünün (343) sendika üyeliğinden ayrıldığının tespit edildiği, böylece 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu on birinci bölümü Grev ve Lokavtı sona erdirme başlığı 75. Madde 6. fıkrası gereğince grevin durdurulması şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı işyerinde alınan grev kararının sonlandırılmasına ve davalı sendikanın yetki belgesinin geçersizliğine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 320/1 maddesine göre "basit yargılama usulüne" tabi davalarda mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilir ise de bunun “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle sınırlı bir alan gösterilmiştir.
Dosya üzerinden karar verilebilecek "mümkün olan haller" belirlenirken HMK"nın 27. maddesinde yer alan ve hukuk yargılamasında temel ilke olarak kabul edilen "hukuki dinlenilme hakkı" kavramının da gözönünde tutulması zorunludur. Taraflara hukuki dinlenilme hakkı tanınması Anayasa"nın 36.maddesinde tanımını bulan "hak arama hürriyetinin" gereğidir. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiğinden, dosya üzerinden karar verilebilecek hallerin hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmeyecek haller ile sınırlı tutulması doğru olacaktır. Bu nedenledir ki dosya üzerinden karar verilebilecek hallerin, HMK"nın 138.maddesinde yazılı olduğu üzere dava şartları ve ilk itirazlar ile sınırlı tutulması gerekir. Mahkemece, dava dilekçesinin davalı tarafa tebliği ile, ön inceleme prosedürü işletilip, duruşma açılarak, tarafların açıklamaları dinlendikten, iddia ve savunmaları çerçevesinde deliller toplandıktan ve ayrıca bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilerek taraflara rapora karşı itirazlarını sunma hakkı verildikten sonra, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken tarafların hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek biçimde dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.