Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2388
Karar No: 2018/11050
Karar Tarihi: 06.06.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2388 Esas 2018/11050 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2388 E.  ,  2018/11050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ...’un ölmeden önce adına kayıtlı ... ada ... parsel D Blok 12 numaralı taşınmazını ...’a, ... ada ... parsel ..., ..., ... numaralı bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazlarını ...’a, ... ada ... parsel ile ... ada ... parsel ..., ..., ..., ... nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazlarını ...’a, ... ada ... parsel B blok ... numaralı bağımsız bölümü ...’a, ... ada ... parsel sayılı taşınmazını ...’na, ... ada ... parsel , ... ada ... ve ...parsel, ... ada ...parsel, ... , ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını ...’a, ... ada ... parsel sayılı taşınmazını ...’a, ... ada ... parsel, ... ada ...ve ... parsel sayılı taşınmazlarını ... ...’a, ... ada ... parsel, ... ada ...parsel sayılı taşınmazlarını ...’a, ... ada ... parsel, ... ada ...parsel, ... ada ... parsel, ... ada ... , ... ve ... parsel, ... ada ... parsel ve ... ada ... parsel B blok ... numaralı taşınmazlarını ...’a satış göstermek sureti ile mal kaçırmak amacı ile temlik ettiğini ileri sürerek davalılar üzerine kayıtlı bulunan taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, 17.11.2014 havale tarihli dilekçeleri ile de, ... ada ...parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davalılar adına olan tapunun iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini, mirasbırakana ait olmayan taşınmazlar yönünden davalarından feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
    Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ..., dava konusu taşınmazlardan ... ada ... parsel ve ... ada ...,..., ... parseller ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazların muris ...’ten tüm mirasçılara intikal ettiğini, davacıların murisi ... da dahil olmak üzere tüm mirasçıların paylarını davalılardan ...’e sattıklarını, diğer dava konusu edilen taşınmazların mirasbırakan ... ile bir ilgisinin olmadığını, dava dışı şahıslardan edindiklerini, mirasbırakanın mal kaçırma amacının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1922 doğumlu mirasbırakan ...’un 07.04.1998 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davalı çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., mirasbırakanın kendisinden sonra ...011 yılında ölen oğlu ...’dan olma davacı torunları ... ve ... , davalı üçüncü eşi ... ile dahili davalı çocukları ve torunlarının kaldıkları, davacılar vekili tarafından sunulan 17.11.2014 havale tarihli dilekçe de ... ada ...parsel ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazların ara malik kullanılmak sureti ile muris tarafından davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...’ya temlik edildiği, bu taşınmazlar açısından pay oranında tapu iptal tescil isteminde bulunup, mirasbırakana ait olmayan taşınmazlar hakkındaki davalarından feragat ettiklerinin bildirildiği, noksanın tamamlanması yolu ile getirtilen kayıtlardan mirasbırakan adına kayıtlı ... ada ...parsel sayılı taşınmazını 01.07.1991 tarihinde oğlu ...’a satış yolu ile temlik edildiği, ... tarafından 16.08.1996 tarihinde ...’a satıldığı, ... tarafından ise ../../1996 tarihinde davalılardan ...’a satılarak temlik edildiği, diğer ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ise 1/8 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken ...5.07.1996 tarihinde ...’a satıldığı, ... tarafından ise ...0.09.1996 tarihinde davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’a satılarak devredildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) ...37. (Borçlar Kanunu"nun (BK) ...3.) ve Tapu Kanunu"nun ...6. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda belirtilen ilke ve olgular çerçevesinde yeterli araştırma yapıldığını söyleme imkanı yoktur. Şöyle ki, davacı tarafın dava dilekçesinde tanık deliline dayandıkları, ancak tanıklarının isimlerinin bildirilmediği, 08.04.2014 tarihli davacılar vekilinin mazeret dilekçesi gönderdiği celsede, davacılar vekiline bir sonraki celse tanıklarını hazır etmek üzere süre verildiği, ancak sonraki celse tanıkların hazır edilmediği, bu nedenle davacı tanıkları dinlenmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
    Bilindiği üzere,Hukuk Muhakemeleri Kanunu ...43/1.maddesinde, “ Tanık davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Şu kadar ki, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir.” hükmü yer almaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki; tanıkların taraflarca hazır edilmesini zorunlu kılan bir kural yoktur. Bunun aksinin kabulü, adil yargılanma hakkı (TC. Anayasası ... madde) kapsamında olan iddia ve savunma hakkının (6100 s. HMK"nın ..., 1086 sayılı HUMK"un 78. maddeleri) kısıtlanması ve eksik inceleme sonucunu doğurur.
    Somut olayda, yukarıda belirtilen madde hükmü ve ilkeler dikkate alınmadan, davacı vekiline tanıklarını bildirmesi için süre verilip, davacı tanıkları dinlenmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca; mahkemece yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde hareket edilmesi,davacılar vekiline tanıklarını bildirmesi hususunda süre verilmesi ve isimlerin bildirilmesi halinde tanık deliline dayanan davacıların tanıklarının eksiksiz bir şekilde dinlenmesi, toplanan delillerin toplanacak delillerle birlikte değerlendirilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici ...maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi