Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18987
Karar No: 2017/1153
Karar Tarihi: 16.02.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18987 Esas 2017/1153 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, tapudan muvazaalı olarak başka kişilere devredildiğini iddia ettiği bir mülkün tapu iptali ve tescil edilmemesi durumunda da tazminat davası açmıştır. Davanın reddedilmesi üzerine yapılan temyizde, yüklenicinin talimatı ile satış yapan arsa sahipleri ve onlardan temlik alanların el ve işbirliği içerisinde oldukları, yapılan devirlerin muvazaalı olduğunun anlaşıldığı belirtilerek hüküm bozulmuştur. Yerel mahkeme, davacının tarif ettiği davalıların satış sözleşmesi tarafı olmadıklarından dolayı muvazaalı olma tartışmasına girmeden tapu iptali ve tescil istemini reddetmiş, tazminat istemini ise kabul etmiştir. Yine yapılan temyizde, Dairemizin önceki bozma kararının yanıltıcı olduğu, yüklenicinin sorumlu olduğu ve yerel mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Kanun maddeleri ise şöyle detaylı bir şekilde açıklanabilir:
- 6763 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi: Bozma kararlarına karşı yerel mahkemelerce verilen direnme kararlarının incelenmesi ve onanması hakkında açıklamalar içermektedir.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu: Türkiye'de uygulanan hukuk yargılaması sisteminin temelini oluşturmaktadır.
14. Hukuk Dairesi         2016/18987 E.  ,  2017/1153 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davası sonucunda mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Dairemizin 24.11.2014 gün ve 7736 Esas -13297 sayılı Kararı ile yerel mahkemenin 29.01.2014 tarihli ve 2013/4438 Esas - 2014/32 Karar sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmiş ve mahkeme 15.05.2015 tarihli ve 140 Esas -1204 sayılı Kararıyla ilk hükmünde direnmiştir.
    Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı dava dilekçesinde, davalılardan ... ile arsa sahibi ... arasında ... Noterliğince 25.05.2007 gün ve 3381 yevmiye numarasıyla kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, yükleniciden inşaat aşamasında 16 nolu bağımsız bölümü temlik aldığını, ancak bu dairenin tapudan muvazaalı olarak önce ..."a, daha sonra ise kısa süre içerisinde ... ve ... adına devredildiğini, bu devirlerin de muvazaalı olduğunu beyan ederek, ... ili ... ilçesi 49 ada 12 parsel 16 nolu bağımsız bölüm tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, tescil mümkün olmazsa satış bedeli olan 40.000,00 TL"nin 08.08.2008 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme, inşaatın % 88,95 oranında tamamlandığı, tescil şartları gerçekleşmediğinden tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat isteminin kabulü ile 40.000TL"nin yüklenici ..."den tahsiline karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiş; Dairemizce kısa karar ve gerekçeli kararın çelişkili olması nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduğu halde aynı gerekçeyle karar verilmiştir. Bu hüküm de davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Bu kez Dairemizin 24.11.2014 tarihli ve 7736 Esas - 13297 Karar sayılı bozma ilamında, ‘’......Yüklenicinin talimatı ile satış yapan arsa sahibi ..."ndan taşınmazı temlik alan ..."ın ve ondan temlik alan ..."ın el ve işbirliği içerisinde oldukları, yapılan devirlerin muvazaalı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılar müteahhit ... ile birlikte ... ve ... yönünden de tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir. Ayrıca davacı ... ile yüklenici ... arasında yapılan 08.08.2008 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde "Dairenin teslim edilmemesi veya tapusunun herhangi bir sebeple verilmemesi halinde alınan para, ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte iade edilecektir" şeklindeki hüküm gereğince satış bedeline ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi kararlaştırıldığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmediği…...’’ gerekçe gösterilerek karar bozulmuştur.
    Mahkemece, (15.05.2015 tarihli ve 140 Esas - 1204 Karar) ‘’............Diğer davalıların (... ve ...) satış sözleşmesinin tarafı olmadıklarından, tapu iptali ve tescil davası inşaat tamamlama oranı %88,95 olduğundan ( %95 ve üzeri olmadığından ) davada muvazaa olduğu tartışılmadan karar verildiğinden satış bedelinden sorumlu olmadıkları düşüncesi ile, mahkememizin önceki kararında direnilmesine karar verilmiştir. Sonuç olarak davalıların (Selami ve Dursun) muvazaası nedeniyle davacının tapu iptali talebi kabul edilmiyor değildir, bu nedenle davalılar Selami ve Dursun"un taraf olmadıkları satış sözleşmesi ile sorumlu olamayacakları düşünülmektedir.…’’’ gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair kararında direnmiş, faiz başlangıç tarihine ilişkin bozmaya uyulmuştur.
    Direnme kararı 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 tarihli Kanunla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca incelenmek üzere Dairemize gönderilmiştir.
    Direnme kararının Dairemizce incelenmesi üzerine, her ne kadar 24.11.2014 tarihli bozma kararımızda, muvaazası ispatlanan ... ve ... hakkında da tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiş ise de bu kez yapılan değerlendirmede gerçekten 08.08.2008 tarihli harici sözleşmenin davacı ve yüklenici Sadık Şahin arasında düzenlendiği bu sözleşme uyarınca bedelin davalı ...‘e ödendiği ve tapu iptali ve tescil isteminin de yüklenicinin arsa malikine karşı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğinden reddedildiği, tazminattan yüklenici ...’in sorumlu
    olması gerektiği anlaşılmış, açıklanan bu sebeplerle bozma kararımızın yanılgılı değerlendirmelere dayandığı ve mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı onanmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının ONANMASINA, davacı tüketici harçdan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi