Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3576
Karar No: 2019/3267
Karar Tarihi: 13.03.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/3576 Esas 2019/3267 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/3576 E.  ,  2019/3267 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalıların avukat olduklarını, daha önce çalıştığı şirketlerden bir takım işçilik alacakları ile ilgili dava açmak üzere davalılara vekalet verdiğini, Karşıyaka 3. İş Mahkemesinde açılan 2007/432 Esas ve 2007/433 Esas sayılı davalar sonucunda her iki dosyadan toplam 168.051,50 TL tahsil edildiğini, davalılar tarafından ise 5 taksit halinde 110.500,00 TL ödendiğini, davalıların tahsil ettikleri paraları teslim etmeyerek haksız ve hukuka aykırı olarak yedinde tuttuklarını ve tutmaya devam ettiklerini, taraflar arasında vekalet ücreti sözleşmesinin bulunmamasına rağmen davalılar tarafından davacıdan 57.551,50 TL fahiş vekalet ücretinin alındığını, esasen Avukatlık Asgari Ücret tarifesi dikkate alınarak davalılara avukatlık ücreti ödenmesi gerektiğini, davalıların ilam ve icra vekalet ücreti olmak üzere 19.646,22 TL’yi tahsil etmeleri gerektiğini, davalılar tarafından yapılan geç ödemeler nedeni ile vade farkı alacağının mevcut olduğunu, fazla alınan paraların iadesi hususunda davalılara ihtarname gönderildiğini ancak davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 15.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.
    Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, 12.213,79 TL’nin 11.343,59 TL’sine 15.11.2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan fazla kesinti yapıldığı ileri sürülen vekâlet ücretinin tahsiline ilişkindir.
    Taraflar arasında yazılı vekâlet ücreti sözleşmesi bulunmadığı, davalı avukatın davacının alacağının tahsili için 2007 yılında başladığı görevini 2012 yılı sonuna kadar ifa edip, dosyaları sonuçlandırdığı ve tahsil ettiği, buna karşılık davacı tarafından davalıya ödenmesi gereken vekâlet ücretine ilişkin olarak yapılmış bir ödeme bulunmadığı ve davalı avukatın tahsil ettiği alacaktan bir kısmını avukatlık ücreti olarak kesip gönderdiği taraflar arasında ihtilafsızdır.
    Uyuşmazlığın çözümü açısından ücret sözleşmesinin bulunmadığı durumlarda hangi tarihteki düzenlemenin uygulanacağı açıklığa kavuşturulmalıdır. 5043 sayılı Yasa ile değiştirilen Avukatlık Kanununun 164/4. madde ve fıkrasına göre; “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir.” Yine 5043 sayılı Kanunun 7. maddesi ile geçici 21. madde eklenmiş olup, anılan maddede; “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kesin hükme bağlanmamış bütün ihtilaflarda bu Kanunun değişik hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. Ne var ki, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ na 5043 sayılı Kanunla eklenen geçici 21. madde, Anayasa Mahkemesi’ nin 07.02.2008 günlü kararı ile iptal edilmiştir. Öyle olunca, artık geçici 21.maddenin, dolayısıyla 5043 sayılı Kanun’un 164. maddesinde yapılan değişikliklerin de uygulanması mümkün değildir. Bu durumda, hukuki yardımın başladığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. Hukuki yardımın ne zaman başladığı konusu ise değişken olup, her işlemin özelliğine göre farklılık gösterebilmektedir. Örnek vermek gerekirse, dava açılmış ise, davanın açıldığı, ya da tespitin yapıldığı tarih, müvekkil aleyhine dava açılmış ise cevap verme tarihi, ya da vekaletnamenin verilme tarihi hukuki yardımın başladığı tarih olarak esas alınmalıdır.
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ücrete ilişkin 163 ve 164. maddeleri, vekil ile müvekkil arasındaki ücrete ilişkin düzenlemeleri getirmiştir. 1136 sayılı Kanunun bazı hükümlerini değiştiren 4667 sayılı Kanun, 10.05.2001 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu kanun yürürlüğe girmeden önceki uyuşmazlıklarda; sözleşme var ise, sözleşme hükümleri, yok ise ya da sözleşme geçerli değil ise, 163. maddenin son fıkrası hükümleri uygulanmaktaydı. 163. maddenin son fıkrasında ise “Yazılı ücret sözleşmesi yapılmamış olan hallerde asgari ücret tarifesi uygulanır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Böylelikle, sözleşmenin yapılmamış olması ya da geçersiz olması hallerinde hukuki yardımın başladığı tarihteki asgari ücret tarifesinin uygulanacağı açıktır. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamaları da bu yöndedir. Yine 4667 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih olan 10.05.2001 tarihinden itibaren ise, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin 4. fıkrası uygulanacaktır. Madde sözleşmenin yapılmamış olması halinde “…Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu hallerde, değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde ise asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın sonucuna ve avukatın emeğine göre değişmek üzere ücret anlaşmazlığı tarihindeki dava değerinin yüzde beşi ile yüzde onbeşi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir…” düzenlemesini getirmiştir.
    Bu düzenlemeye göre 10.05.2001 tarihinden sonra hukuki yardıma başlayan avukat emeğine göre yüzde beş ile yüzde on arasındaki bir miktarı ücret olarak hak edecektir. Yine 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda, 20.01.2004 tarihinde 5043 sayılı Kanunla değişiklikler yapılmış ve Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin dördüncü fıkrası değişikliğe uğramış ve “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
    Böylece 20.01.2004 tarihinden sonra başlayan hukuki yardımlarda sözleşme bulunmaması halinde ya da sözleşmenin belirgin olmaması, tartışmalı bulunması ya da sözleşmenin geçersiz sayıldığı hallerde ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yirmisi arasındaki bir miktar avukatın emeğine göre verilmelidir. Halen de yürürlükte olan düzenleme bu şekildedir.
    Geçici 21. madde Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden bu madde ancak 20.01.2004 tarihinden sonra başlayan hukuki yardımlarda uygulanabilecektir.
    Özetlemek gerekirse değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde hukuki yardımın başladığı tarihteki yürürlükte olan kanun hükümleri uygulanarak, hukuki yardımın yapıldığı tarih 10.05.2001 tarihinden önce ise asgari ücret tarifeleri, 10.05.2001 ile 20.01.2004 tarihleri arasında hukuki yardım başlamışsa yüzde beş ile on beş, bu tarihten sonra ise, yüzde onu ile yüzde yirmi arasındaki bir oran tatbik edilecek, değeri para ile ölçülemeyen davalarda ise avukatlık asgari ücret tarifeleri uygulanacaktır.
    Bu durumda taraflar arasında hukuki ilişkinin kurulduğu 2007 yılında yürürlükte olan Avukatlık Kanunu"nun 164/4. maddesine göre akdi vekâlet ücreti hesaplanacaktır.
    Mahkemece, vekalet ücretine ilişkin kararlaştırmanın geçersiz ya da belirsiz  sayıldığı hallerde, sözleşme tarihindeki  Avukatlık Kanunu hükümleri uygulanarak vekâlet görevinin ifa edildiği dava konusu değeri para ile ölçülebilen işlerde harca esas dava değeri üzerinden % 10-20 oranları arasında takdir edilecek vekalet ücretinin tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile 4667 sayılı yasa uygulanarak müddeabihin %5 ile %15 si arasındaki oranlarına göre vekalet ücretinin belirlenmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    3-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 625,32 TL kalan harcın davalılardan alınmasına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi