11. Hukuk Dairesi 2017/3818 E. , 2018/3491 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/06/2017 tarih ve 2017/471-2017/404 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS)” akdedildiğini, anılan sözleşmenin üçüncü kişilerin hak iddialarını düzenleyen 7. maddesinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, anılan sözleşmeden önce dağıtım faaliyetlerin davalı tarafından yürütüldüğü sırada kamulaştırmasız el atma nedeniyle müvekkili aleyhine ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/592 esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne karar verildiğini ve davaya istinaden müvekkili tarafından icra dosyasına 72.312,60 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek bu meblağın ve 1.799,52 TL bakiye karar harcı ve 2.691,90 TL harç ve masraf bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini ve İHDS hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu alacağa ilişkin kamulaştırmasız el atma olayının İHDS’nin imzalandığı tarihten önceki dönemi kapsadığı, sözleşme gereği önceki dönemle ilgili davalardan doğan mali yükümlülükleri ..."a ait olduğu, ancak söz konusu dava ile ilgili İHDS’nin 7.2 maddesinde belirtilen ihbarın davacı tarafça yapılmadığı, bu nedenle ....’ın icra gideri, icra vekalet ücreti ve işlemiş faizden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile toplam 54.615,94 TL"nin ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
.... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rücuya konu olan Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/592 esas sayılı dosyası üzerinden açılan kamulaştırmasız el atma davası İHDS’nin imzalanmasından sonra 31.07.2007 tarihinde ... aleyhine açılmış ve mahkemece, 29.05.2008 tarihinde, kamulaştırmasız el atılan yerin ... lehine daimi irtifak hakkı tesisine karar verilmiştir. Ayrıca kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin ise ...’tan tahsiline karar verilmiş olup, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. İşbu davada ise, davacı tarafından icra dosyasına yatırılan kendi adına irtifak hakkı tesisine karar verilen ve kamulaştırmasız el atılan yerin tespit edilen bedelinin davalı ...’tan tahsili talep edilmektedir. Bu durumda, kamulaştırmasız el atılan yerin tapu kaydı incelenip kimin adına tesis edildiği araştırıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 14/05/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.