10. Hukuk Dairesi 2016/17072 E. , 2019/2489 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 29.03.2011 tarihli iş kazasında yaralanan sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi, reçete masrafından oluşan kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, Davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir.
Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar, davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeniyle daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza dosyaları varsa, bu dosyalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.
SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 13.05.2013 tarihli İnceleme Raporunda gerekçeleriyle birlikte işverenin %80, kazalı ... ’in %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda ise işverenin %100 oranında kusurlu olduğu, kazalı işçinin kusurunun olmadığı belirtilmekle, SGK müfettiş raporuyla, hükme esas alınan bilirkişi kusur raporu arasında meydana gelen olay ile ilgili farklı oran ve aidiyetler belirlenerek çelişkinin oluştuğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; saptanan maddi olgulara göre olayın oluşu tereddütsüz belirlenip, tüm delillerle birlikte değerlendirilerek, alanında uzman bilirkişi heyetinden oluşa ve mevzuata uygun, raporlar arasındaki kusur oran ve aidiyetleri konusunda oluşan çelişkiler giderilecek şekilde yeniden rapor alınıp, irdelenerek, varılacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.