12. Ceza Dairesi 2018/8615 E. , 2019/4384 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 89/2-b, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanunun 53/6. maddesi gereğince 1 yıl süre ile sürücü belgesinin geri alınmasına dair ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2016/40 esas, 2017/100 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; suçun işlendiği 29/05/2015 tarihinde sürücü belgesi bulunmayan sanığın 5237 sayılı Kanun"un 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 13/12/2018 gün ve 94660652-105-41-1482-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/12/2018 gün ve 2018/102680 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/03/2012 gün, 6-386; 30/11/2010 gün, 5-237; 29/05/2007 gün, 114-113; 26/05/2009 gün ve 50-130 sayılı ve benzer kararlarında vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/3, 232/6. maddeleri gereğince hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak mercii ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunluluğunun bulunması gerektiği ancak sanık ..."ın taksirle yaralama suçundan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 89/2-b, 62, 52/2-4, 53/6. maddeleri uyarınca 3.000 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hükmün, sanığın aynı Yasanın 53/6. maddesi gereği 1 yıl süre ile sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmiş olması nedeniyle temyiz edilebilir olmasına rağmen yerel mahkemece hatalı şekilde, ceza miktarı itibariyle kesin olduğu belirtilmek suretiyle tarafların yanıltıldığı, verilen kararın usulen kesinleşmediği ve kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağı anlaşılmakla, gerekçeli kararın sanığa ve katılan vekiline temyiz yolu açık olduğu meşruhatı ile tebliğ edilip, olağan yasa yoluna gidilmediği takdirde kararın kesinleşmesi sağlandıktan sonra olağanüstü yasa yollarından olan kanun yararına bozma isteminde bulunulabileceği gözetilmeden, henüz kesinleşmemiş olan karara yönelik kanun yararına bozma isteminde bulunulmasında isabet görülmediğinden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden, ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2016/40 esas, 2017/100 sayılı kesinleşmemiş kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.