Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12726
Karar No: 2018/11036
Karar Tarihi: 05.06.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/12726 Esas 2018/11036 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/12726 E.  ,  2018/11036 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.06.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat Evren Yörükoğlu ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Davacılar, davalılar ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle maliki oldukları 8, 28 ve 6 nolu bağımsız bölümleri davalılardan ...’e devrettiklerini, bu hususta aralarında sözleşmeler imzaladıklarını, 6 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından mal edinilmesi halinde herhangi bir borcu kalmayacağı hususunda anlaşılmasına rağmen 8 ve 28 nolu bağımsız bölümlerin iade edilmediğini ileri sürerek, davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile davalılardan ... adına kayıtlı 8 ve 28 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptal ile davacılardan ... adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, borcun ödenmediğini, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, teminat karşılığı alınan borcun süresinde ödenmediğinden taşınmazların iadesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümün tamamı ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 28 nolu bağımsız bölümün ¼ payı davacı ... adına kayıtlı iken 8 nolu bağımsız bölümün tamamının 17.06.2010, 28 nolu bağımsız bölümdeki ¼ payın ise 19.07.2010 tarihinde satış suretiyle davalı ...’e devredildiği, davacı ... ile davalı ... arasında düzenlenen iki adet sözleşme başlıklı tarihsiz adi yazılı belgede, 01.07.2010 tarihinde taraflar arasında yapılan anlaşma gereği ... ili ... ve ... ilçelerinde 80.000 ve 350.000 Dolar karşılığı alınan dairelerin 30.06.2011 tarihine kadar alınan fiyattan iade edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
    Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar.
    Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.
    Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada mesele, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.
    Öte yandan, zamanaşımı süresinin başlaması için inanç ilişkisi sona ermeli veya alacak muaccel hale gelmelidir. Bu itibarla inanç sözleşmesi sona ermediği inanç konusu inanılanda, alınan para inananda kaldığı sürece zamanaşımı süresinin başlamasına olanak yoktur. Açıklanan kuralın doğal sonucu olarak taraflar borcun ödenmesi için bir süre kararlaştırmış ve borç bu süre içerisinde ödenmemiş olsa dahi inanç ilişkisi devam ettiğinden inanç konusunun iadesi için dava açılabilir. İnanılan, kararlaştırılan süresinin geçtiğinden bahisle inanç konusunu iade etme yükümlülüğünün sona erdiğini ileri sürerek iade borcunu yerine getirmemezlik yapamaz. Keza kararlaştırılan süre içerisinde borcun ödenmemesi halinde inanç konusunun inanılana geçeceği, inananın dava açamayacağı yönünde inananın müzayakasından yararlanılarak sözleşmeye konulan böyle bir koşul MK."nun 873 (eski MK. 788) ve 949 (eski 863) maddelerinin buyurucu hükümlerine aykırı düşeceğinden geçersiz olup, sözleşme serbestisi kuralına dayanılamaz. Aksinin kabulü halinde borç veren borç alanın darda kalmasından yararlanarak daima inanç sözleşmelerine böyle bir hüküm koymak suretiyle söz konusu madde hükümlerinden kurtulma ve borç verdiği kişinin malını ve hakkını çok az bir bedel ile eline geçirme onu istismar etme olanağını elde etmiş olur ki bu husus sözleşme hukukunun genel prensiplerine, ahlaka, kanun koyucunun amacına ters bir sonuç doğurur ve tefeciliği teşvik eder. Nitekim, böyle sözleşmelerin batıl olduğu 6098 sayılı Tür Borçlar Kanunun 26 ve 27. maddelerinde hükme bağlanmıştır.
    Somut olayda,taraflar arasında düzenlenen iki adet sözleşme başlıklı belgenin 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararınında öngörülen nitelikte yazılı belge olduğunda kuşku yoktur.
    Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve 6098 Sayılı B.K."nun 97. maddesi gözetilmek suretiyle değerlendirme yapılması, bu kapsamda toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonuçta davacı ...’ın davalı ...’e borcu olup olmadığının, var ise bunun miktarlarının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, borcun varlığının tespiti halinde bu miktarın mahkeme veznesine depo edilmesi için davacı tarafa süre verilmesi, saptanan borç miktarı yatırıldığı takdirde davanın kabul edilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi