19. Hukuk Dairesi 2015/17683 E. , 2016/7562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan 13.01.2011 tarihli sözleşme ile 50.000,00 TL bedel karşılığı menkul alım satımı konusunda tarafların anlaştıklarını, davalıların taksitler halinde ödeme yapacaklarının kararlaştırıldığını, ancak davalıların herhangi bir taksit ödemesi yapmadıklarını, bunun üzerine müvekkilinin ödeme yapılması aksi halde akdin feshedileceğini noter ihtarnamesi ile ihtar ettiğini, ancak davalıların da yine de bir ödemede bulunmadıklarını, satış konusu menkullerin luna park kurulumu için gerekli olan malzemeler olduğunu, davalılar ile anlaşıldığı için müvekkilinin bu malzemeleri kullanamadığını, kiraya veremediğini ve zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsilini davalılardan talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 13.12.2013 tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sezonluk gelir kaybı olan 25.000,00 TL ve ürünlerdeki eskime ve amortisman nedeni ile oluşan değer kaybı 15.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 16.12.2013 tarihli dilekçesi ile değer kaybı alacağından feragat etmiştir.
Davalılar vekili, sözleşmede geçen malların müvekkillerine teslim edilmediğini, bu nedenle herhangi bir borçlarının oluşmadığını, davacıya 1.010,00 TL ödemede bulunduklarını, ayrıca davacının sözleşmede yazılı malları kiraya verdiğini, bir zararı oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 13.01.2011 tarihli satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmede satış konusu malların ve satış bedelinin ve ödeme şeklinin kararlaştırıldığı, ancak satış konusu malların teslimine ilişkin bir hükmün bulunmadığı, davalıların satış konusu malların davacı tarafından kendilerine teslim edilmediğini savunduğu, satış konusu malların teslim edildiğini ispat yükünün davacıda bulunduğu, davacının bu hususu ispat edemediği, satış sözleşmesinin her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu, kendi edimini ifa etmeyen davacının karşı edimin ifasını isteyemeyeceği, kaldı ki, sözleşmenin feshi halinde ancak menfi zararın istenebileceği, davacının ise menfi zarar isteminden feragat ederek müspet zarar olarak davasına devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.