1. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2512 Karar No: 2018/11026 Karar Tarihi: 05.06.2018
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2512 Esas 2018/11026 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2018/2512 E. , 2018/11026 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Davacı ..., dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın vekaletnameye dayalı olarak tapuda gerçekleştirilen temlik işleminde, vekilin azledildiği hususunun tapu memuru tarafından gözden kaçırıldığını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile eski hale getirilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, bu tür davaların kural olarak ilgili kişiler ya da mirasçıları tarafından açılabileceği düşünülür ise de; gerek tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlarda Devletin kusursuz sorumluluğunu düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 1007. maddesi, gerek eski Tapu Sicili Tüzüğünün 85. maddesi ile 17.08.2013 günlü ve 28738 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 2013/5150 sayılı Tapu Sicili Tüzüğü"nün 74/4. maddesi ve (bu maddenin yollamasıyla) idarelerin davalarda taraf olabilmelerini düzenleyen 02.11.2011 tarihli ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 6., 7. ve 8. maddeleri, gerekse tapu müdürlüklerinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı ve Genel Müdürlük olarak da Bayındırlık ve İskan Bakanlığına, yeni ismi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı kuruluşlar olarak genel bütçe içinde ayrı bütçe ile yönetilen kamu kuruluşları arasında yer almış olmaları birlikte değerlendirildiğinde, eldeki davanın açılmasında ve sonuçlandırılmasında davacı İdarenin hukuki yararının ve taraf ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.