1. Hukuk Dairesi 2018/1771 E. , 2018/11010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı ve dahili davalı tarafından süresi içerinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları "... oğlu ...""ın kayden paydaşı olduğu ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında soyadının yer almadığını, gerçekte nüfus kayıtlarında murislerinin soyadının "..." olduğunu ileri sürerek, anılan taşınmazların tapu kaydında eksik olan kimlik bilgilerinin tapu kaydına ilave edilmesini ve aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, düzeltme isteğinin kabulüne, tespit isteği yönünden ise tefrikine ilişkin olarak verilen karar, Dairece ""...Ne var ki; hem tapu kaydında düzeltim hem de tespite ilişkin istek birbiri ile uyumlu olup davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda aralarında usul hukuku anlamında bağlantı bulunduğunun (HMK 166) kabulü gerektiğinden, bu tür davalar ayrı açılmış olsa dahi birleştirilmesi ve birlikte görülmesi gerekirken ayrılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, usul ekonomisi (HMK m.30) ve adalete çabuk ulaşma ilkeleri gözönünde bulundurularak aynı dosyada toplanan deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken tespit isteği yönünden davanın tefrik edilmesi doğru değildir.
Öte yandan; Nüfus Müdürlüğünce "... ve ... oğlu ..." adında birden çok kişiye ait nüfus kaydının olduğu bildirildiği halde taşınmazın bulunduğu yerdeki "... oğlu ..." ile aynı isimde bulunan diğer kişilerin de ilgili olarak çağrılması, taşınmazlar hakkında mülkiyet ihtilafı çıkarmadıkları takdirde işin esası değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması da isabetsizdir."" gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan soruşturma sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 382/1. maddesinde; "Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır" hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir.
Kanunda, çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından, kanun maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Başka bir deyişle, 382. maddede sayılmamakla beraber çekişmesiz yargının ölçütlerinden birini veya birkaçını taşıyan bir iş de çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilebilir.
Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi işleri de 6100 sayılı HMK"nın 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında "Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması" da çekişmesiz yargı işi sayılmıştır.
Somut olayda mahkemece bozma ilamı sonrasında davaya dahil edilen ... ve ... oğlu ...’in mirasçıları 3-9-2015 tarihli oturumda, tapu maliki ...’in mirasbırakanları ...olabileceğini bildirmişler, bu suretle malik bakımından mülkiyet ihtilafı oluşmuştur. Nitekim temyize gelenler mülkiyet iddialarını sürdürmüşlerdir.
Bu durumda uyuşmazlığın, tapuda isim düzeltme ile çözülemeyeceği, davacı tarafın mülkiyet iddiasında bulunan kişiler aleyhine açacağı bir davada çözüme kavuşturulacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalı ve dahili davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.