11. Hukuk Dairesi 2019/2472 E. , 2020/497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/10/2017 tarih ve 2016/95 E. - 2017/316 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 01/03/2019 tarih ve 2018/811 E. - 2019/226 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin lider ve ortak markası olan "SARAY" markasının tanınmış marka olarak kabul edildiğini, bu marka kadar tanınmış "CHOCOLİPS" markasının da müvekkiline ait bulunduğunu, bu markanın kullanıldığı ürünün gerek kek kalıbı gerekse ambalaj kompozisyonu ile çok rağbet gören, uzun süredir kullanılan ve dünyada tanınan bir ürün olduğunu, tanınmış "CHOCOLİPS" markasının iç ürününün ve kalıbının özgün dizaynının/tasarımının tamamen müvekkiline ait bulunduğunu ve davalı Kurum nezdinde de bu kek kalıbı ile kek şekillerinin endüstriyel tasarım olarak tescilli olduklarını, davalı şirketin 2011/03306 başvuru numarası ile adına tescil ettirdiği endüstriyel tasarımın, müvekkili şirketin kek kalıbı tasarımının aynısı olduğunu, bu tasarımın hükümsüzlüğü için açtıkları davanın kabul edildiğini ve tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davalı şirketin yasa hükümlerini dolanmak için bir kez daha tescil başvurusunda bulunduğunu, 2014/08547 nolu dava konusu tasarımın müvekkilinin öncelik hakkı olan tasarım ve markalarına aynen benzediğini, söz konusu tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliğinin bulunmadığını, buna rağmen başvuruya yaptıkları itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK"in 2015/T-937 sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin başvurusuna konu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunu, davacının itirazına dayanak gösterdiği kalıplar ve tasarımların başvuru konusu tasarımlardan farklı bulunduğunu, kaldı ki davacının itirazına mesnet tasarımların mahkeme kararı ile iptal edildiğini, iptal edilen tasarımlara dayanarak davacının hak iddia etmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru konusu tasarımların, davacının itirazına ve davaya dayanak gösterilen 2011 03158 ve 2011 03160 sayılı tasarımlar karşısında yeni olmadıkları ve ayırt edici niteliklerinin de bulunmadığı, bu sebeple YİDK kararının iptali ve davalı tasarımlarının hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK"in 2015-T-937 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket ve davalı kurum vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına 20/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.