16. Hukuk Dairesi 2017/4823 E. , 2018/3893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 201 ada 1 parsel sayılı 381,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... ve müştereklerinin fiili kullanımında bulunduğu ve tamamının eylemli orman vasfında olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Orman İdaresi vekili eylemli orman vasfında olduğu iddiasına dayanarak dava açmış, çekişmeli taşınmazın kullanıcı şerhi olmadan, ağaçlık vasfı ile tescilini talep etmiştir. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 23.06.2015 tarih ve 2015/8913-8923 sayılı ilamı ile usule ilişkin nedenlerle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, çekişmeli 201 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamından öne yapılan keşfin; derenin diğer tarafında bulunan başka bir taşınmaz başında yapıldığı; davalıların yer göstermesi üzerine taşınmazın incelendiği, fen bilirkişisinin taşınmazın doğru taşınmaz olup olmadığını kontrol etmediği bu nedenle keşfin yanlış yerde yapıldığı değerlendirilerek bozma öncesi keşfe ve bilirkişi raporuna itibar edilmediğine ilişkin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz başında ilk olarak 02.06.2012 tarihinde keşif yapılmış olup bu keşfe ilişkin zabıt incelendiğinde; lehine kullanım şerhi verilen davalıların keşif zaptına göre keşifte bulunmadıkları, keşfe taraflardan sadece davalı Hazine vekilinin iştirak ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalıların keşfe katılıp kendi kullanımlarında bulunan ve derenin diğer tarafında yer alan taşınmazı gösterdikleri, bu nedenle çekişmeli 201 ada 1 parselde değil de başka bir taşınmazda keşif yapıldığı yönündeki beyanlarına itibar edilmesi mümkün olmadığı gibi, ilk keşif sonucu düzenlenen 24.07.2012 tarihli orman mühendisi ... raporundan da keşfin çekişmeli 201 ada 1 parsel üzerinde yapıldığı gerek rapor içeriği ve gerek rapora ekli krokiler ve fotoğraflardan anlaşıldığından her iki keşfin de doğru olarak çekişmeli 201 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapıldığının kabulü gerekir. Bu durum karşısında; bozma öncesi yapılan keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi raporunda; çekişmeli taşınmaz üzerinde kestane, ıhlamur, fındık, kiraz ve diğer yapraklı ağaçların bulunduğu; %30-35 eğim ile eylemli orman olduğu tespit edildiği; bozma sonrası orman ve zirai bilirkişi tarafından müştereken düzenlenen raporda ise keşif günü itibariyle çekişmeli taşınmaz üzerinde orman ağacına rastlanmadığı, 2010 yılında yapılan kullanıcı tespitinde de bahçe niteliğinde olduğu ve fiili orman özelliği taşımadığı tespit edilmiş olup her iki keşif sonucu aynı taşınmaza ilişkin olarak düzenlenen raporları arasında çelişkili doğduğuna göre bu çelişki yöntemince giderilmeden hüküm kurulması isabetsizdir.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle; dava konusu taşınmazın tutanağının beyanlar hanesinde "... Orman İşletme Müdürlüğü"nün 21.06.2010 tarih ve 5667 sayılı yazısına istinaden tamamı eylemli ormandır" şerhi bulunduğu dikkate alınarak; eylemli orman alanı olarak kullanılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen taşınmazlar listesinde yer alıp almadığı kesin olarak belirlenmeli, mahallinde yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ve öncekilerden farklı üç kişilik orman mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Orman bilirkişi heyetinden, kadastro tespitinin 2010 yılında yapıldığı göz önünde bulundurularak ve uydu fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle taşınmazın niteliği hakkında denetime elverişli, önceki bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde ayrıntılı rapor sunmaları istenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.