17. Hukuk Dairesi 2015/4791 E. , 2018/379 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 30.01.2018 Salı günü davacılar ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalılardan ..."na ait davalı ..."ın sigortacısı olduğu .... plakalı aracın sürücüsü davalı ..."nın dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde aracın etrafını, altını, yanlarını kontrol etmeksizin hareket etmesi nedeni ile müvekkillerinin 3 yaşındaki müşterek çocukları Salih Karakütük"ü aracın tekerlekleri arasına sıkıştırarak ölümüne sebep olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 3.000,00-TL maddi tazminatın 06/04/2007 kaza tarihi itibaren işleyecek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini, yine her bir davacı için 15.000,00-TL olmak üzere toplam 30.000,00-TL manevi tazminatın da 06/04/2007 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı sürücü ile araç sahibinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucunda ölümden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilinin, manevi tazminatın tümüyle reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları açısından;
Manevi tazminat davasının maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücretine de ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden AAÜT"nin 3. kısmına göre belirlenecek olup, manevi tazminatın tamamen reddi halinde ise, AAÜT"nin 10/3 maddesinde, avukatlık ücreti olarak tarifenin 2. kısım 2. bölümündeki miktarlara hükmolunacağı belirtilmiştir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 1.500,00 TL olmakla, manevi tazminatın reddi nedeniyle davacılar aleyhine fazla(nispi) vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7 nci maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “3.600,00 TL” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine; “1.500,00 TL” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 30/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.