Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/12455
Karar No: 2018/9170
Karar Tarihi: 15.11.2018

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12455 Esas 2018/9170 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, vergi usul kanununa muhalefet suçundan mahkumiyet hükmü ile karşı karşıya kalmıştır. Sanık ve avukatının temyiz talepleri reddedilirken, katılan vekilinin vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi yasaya aykırı bularak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Ayrıca, sanığın sahte fatura düzenlemek suçlarından mahkumiyet hükümleri de incelenmiş ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği vurgulanarak eksik araştırma sonucunda hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, her takvim yılına ilişkin sahte fatura düzenleme fiilinin ayrı suç oluşturduğu gözetilmeden tek hüküm kurulması ve Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise; TCK'nin 53. maddesi, 5237 sayılı TCK, 1412 sayılı CMUK, ve 5320 sayılı Kanun gösterilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2016/12455 E.  ,  2018/9170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A) Defter, kayıt ve belgeleri gizlemek suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın ve avukatlık ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
    5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/09/2011 tarihli 2011/3-167 esas ve 2011/194 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, sanığın mahkûmiyetiyle sonuçlanan ceza davasında katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinde, vekil duruşmalara katılmasa dahi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup, katılan vekilinin katılma dilekçesi verdiği halde, duruşmaları takip etmediği gerekçesiyle vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından vekalet ücretine ilişkin bölüm çıkarılarak yerine "Katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 1.500,00 TL avukatlık ücretinin sanıktan alınıp katılana verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B) 2007 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
    1- Sanığın sahte fatura düzenlemediğini savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
    a) Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların kanaat oluşturacak sayıdaki asılları getirtilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
    b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
    aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
    cc) Faturaları kullanan mükellef yetkililerinin CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
    c) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
    aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
    bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre;
    a) Her takvim yılına ilişkin sahte fatura düzenleme fiilinin ayrı suç oluşturduğu gözetilmeden, 2007 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından tek hüküm kurulması,
    b) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi