Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6624
Karar No: 2017/5325

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/6624 Esas 2017/5325 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/6624 E.  ,  2017/5325 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13/06/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ...ile davacı ... vekili Av. ... ...geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili; 15/06/2012 havale tarihli dava dilekçesinde; davacının, dava dışı ..."dan ... ... ... mahallesi, ... mevkii 157 parsel (Eski 1515) sayılı taşınmazı 30/10/2007 tarihinde satın aldığını, 117.884 m² olan taşınmazın 2011 yılında ... ilçesinde yapılan kadastro yenileme çalışmaları sırasında kısmen yanda bulunan davalı ... ait 156 ada 154 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiğini ve taşınmazda 14.000 m²"yi aşkın bir eksilme meydana geldiğini, taşınmazın dava dışı ... tarafından da davalı ...den ihale yoluyla satın alınıp sonrasında davacıya satıldığını, taşınmaz tapu kayıtlarına güvene dayanılarak alındığı gibi, taşınmazın eksilen kısmının ...ye ait başka bir parsele aktarıldığını belirterek, davalı tarafa aktarılan miktarın reel değerinin tahsili amacıyla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00.-TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24/12/2014 tarihli harçsız ıslah dilekçesi ile dava değerini 1.350.538.-TL olarak arttırarak dava tarihinden itibaren faiz istemiştir.
    Davalı ..., davanın yasal süre içerisinde açılmadığını zamanaşımının geçtiğini, davacının taşınmazı başka birinden satın alması nedeniyle dava açma ehliyeti olmadığını, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 1.348.782,30.-TL alacağın dava tarihi olan 15/06/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2016 gün ve 349-5062 sayılı bozma kararı özetle; "...Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre harç yatırılmalı, değilse maktu harç alınmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz...” hükmü yer almaktadır. Bu kanunî düzenleme gereğince, ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay HGK"nın 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E. - 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
    Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde, 20.000,00.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 24/12/2014 tarihli dilekçe ile 1.350.538.-TL’ye arttırmış ise de ıslah harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacıya süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." şeklindedir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan ve ıslah harcı tamamlandıktan sonra, davanın kısmen kabulüne, 1.348.782,30.-TL alacağın dava tarihi olan 15/06/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.
    Şöyle ki; çekişmeli 157 parsel sayılı taşınmazın, 2005 yılında idari yoldan taşlık vasfıyla, 117.884,56 m2 yüzölçümüyle ... adına tapuya tescil edildiği, 2006 yılında ... tarafından ihale yolu ile dava dışı Fikret Ufuk"a, ondan da 30.10.2007 tarihinde davacıya tapu daki yüzölçümüyle satıldığı, ancak; 2009 yılında yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosu sonucu dava konusu taşınmazın yüzölçümünde 13.505,38 m² azalma meydana geldiği 104.379,18 m² yüzölçümüyle tapuya tescil edildiği, mahkemece yapılan inceleme ve keşif sonrası düzenlenen fen bilirkişi raporunda; 22/2-a çalışması sonucu dava konusu taşınmazın çapında değişiklik olmadığı, hatanın 2005 yılındaki idari tescil sırasında yapıldığı, bu durumun 22/2-a çalışması sırasında farkedilerek, krokide taralı olarak gösterilen kısmın yine ...ye ait olan komşu 154 parsele dahil edildiği, 154 sayılı parseldeki eksikliğin ise geçmiş yıllardaki ölçüm tekniğinin farklılığından kaynaklandığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur"" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.
    İdari yoldan tespit ve tescile tâbi tutulan çekişmeli taşınmazın, sonradan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama ile yüzölçümü azalmış ise de davacı tarafından 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan bu çalışmadan dolayı dava konusu taşınmazın eksilen kısmı için komşu parsellere karşı tapu iptali ve tescil davası açabileceği, bu davanın sonucunda ortaya çıkacak duruma göre davacının zararının kapsamı belirlendikten ve tapu iptal ve tescil davaları ile zararı karşılanıp karşılanamayacağı netleştikten sonra tazminat talebinde bulunabileceği gözetilmeden davanın esası hakkında karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ...ye verilmesine 13/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi