Davacı B.. K.. vekili Avukat Şahin tarafından, davalılar M.. K.. ve diğeri aleyhine 30/03/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı G.. K.. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı G.. K.."ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalı G.. K.."ın diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar, davalı G.. K.. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafın hakaret ve yaralama eylemi nedeniyle uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar ise, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı M.. K.. yönünden istemin reddine, diğer davalı G.. K.. yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilerek 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Gerek Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi, gerekse 49. maddesi hükümlerine göre, hakimin manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, belirlenecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği MK.m.4’de belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda, olay tarihi ve olayın gelişimi ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen 5.000,00 TL manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.