14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3752 Karar No: 2017/1066 Karar Tarihi: 15.02.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/3752 Esas 2017/1066 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, maden çalışmaları nedeniyle su kaynağının kuruduğunu ileri sürerek suya elatmanın önlenmesini ve eski haline getirilmesini istemişlerdir. Davalı şirket ise davanın reddedilmesini savunarak, dava konusu yerin ocak sahası içinde bulunduğunu ve maden sahasının kendilerine tahsis edildiğini belirtmiştir. Mahkeme, davalı şirketin maden sahası içinde kalan genel suyun davacı tarafından da kullanıldığını belirlemiş, ancak suyun eski hale getirilmesinin mümkün olmadığına karar vererek davanın reddine hükmetmiştir. Davacılar kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiş ve davalı şirketin gerekirse arıtma tesisi kurarak davacıların suya yararlanmalarının mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri ise yazıda belirtilmemiştir.
14. Hukuk Dairesi 2016/3752 E. , 2017/1066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.08.2014 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar dava dilekçesinde; ... Merkez... Köyü .... mevkiinde bulunan ve kadim zamandan beri akmakta olan, 1972 yılından beri de ... köyünün içme, kullanma ve meyve ağaçları ile sebze sulama ihtiyaçlarını karşılayan, ... köyünün içme ve kullanma suyunu karşılayan kaynağın yapılan kazı ve maden çalışmaları nedeniyle kuruduğunu ileri sürerek, davalı tarafından elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, davacıların dava açma ehliyetlerinin olmadığını, davacıların su kaynağından faydalanan gayrimenkullerinin olmadığını, dava konusu yerin ocak sahası içerisinde bulunduğunu, maden sahasının Maden Dairesi Başkanlığınca şirketlerine tahsis edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı şirketin işlettiği maden sahası içinde kalan davacının da kullandığı genel suyun davalı şirketin maden çıkarması sırasında zarar gördüğü, ancak, kuyu gözleri ve su kaynaklarının eski hale getirilmesinin mümkün olmayacağı belirlendiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar temyiz etmiştir. Dava, davacı köy halkının kadimden beri yararlandığı suya müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece üç jeoloji mühendisi eşliğinde yapılan keşif sonucu alınan 19.10.2015 tarihli raporda, davacıların kullandığı su kaynağının lokasyonunun davalıya ait maden işletme sahasında kaldığı, kendi cazibesi ile akan su kaynağının işletmenin düşey ilerlemesine bağlı olarak, eski kotunu kaybederek aşağıya indiği ve dolayısıyla suyun köye verilmesinin engellendiği, keşif tarihinde davacı tarafın kullandığı suyun açık işletmenin derinleştirilmiş bölgelerinde toplandığı ve içilmez halde motopomp ile köye verildiği, kuyu galerinin ve su kaynaklarının eski hale getirilmesinin mümkün olamayacağı saptanmıştır. Bu durumda, davacıların yararlandığı genel suya davalı şirketin yaptığı çalışmalar sonucu elatma olgusunun gerçekleştiği, suyun kullanılamaz hale geldiği anlaşılmaktadır. Öte yandan davacıların elatmanın önlenmesi yanında eski hale getirme talepleri de bulunmaktadır. Bilirkişi raporuyla dava konusu suyun eski hale getirilmesinin mümkün olmadığı saptanmış ise de mahkemece uzman bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak, davalı şirketin gerekirse arıtma tesisi kurması suretiyle davacıların yararlanmalarının mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.