Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/6231 Esas 2016/3034 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6231
Karar No: 2016/3034
Karar Tarihi: 11.05.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/6231 Esas 2016/3034 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/6231 E.  ,  2016/3034 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkillinin 759 no"lu...i Kooperatifi’nden kredi kullandığını, borcun zamanında ödenmemesi üzerine yapılandırıldığını, dava dışı ...’ın da taahhütname imzaladığını, taahhütname uyarınca 31.10.2003 ve 01.11.2004 vade tarihli borçların ödendiğini, 31.10.2005 vade tarihli son taksidin 31.01.2006 tarihinde faizi ile birlikte davalı kooperatife ödendiğini, buna rağmen müvekkiline ait müşterek ve müteselsil borç senetleri nedeniyle takip başlatıldığını ileri sürerek, takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile icra takiplerinin iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı iddialarının yerinde olmadığını, davacıların temerrüde düştüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıya olan borcunu ödediği gerekçesi ile davanın kabulü ile davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin davacı yönünden iptaline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, menfi tespit estemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. 11.08.2003 tarihli yapılandırmanın geçerli olmadığı Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla kesinleştiğine göre, yapılandırma öncesi borç esas alınarak hesaplama yapılmalıdır. Bilirkişi tarafından takip dosyaları ve kooperatif kayıtları esas alınarak davacının temel ilişki nedeniyle asıl alacak ve işlemiş faiz borcunun hesaplanması gerekirken, uyulan bozma kararına aykırı şekilde 11.08.2003 tarihli belge dikkate alınarak asıl alacak ve işlemiş faiz hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Diğer yandan, TBK"nın 100. maddesi (BK m.84) uyarınca, ödemelerin öncelikle gecikme faizinden mahsup edilmesi gerekir ise de, davalı kooperatifin aksi yönde bir genel kurul kararı ya da uygulamasının bulunması halinde ödemelerin asıl alacaktan mahsubu da mümkündür. Mahkemece, öncelikle tüm genel kurul tutanaklarının davalı kooperatiften, temin edilemezse ilgili Ticaret Sicili Memurluğu"ndan getirtilmesinden sonra kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla, ödemelerin asıl alacaktan mahsubu yönünde genel kurul kararı ya da tüm defter ve kayıtları incelenerek bu yönde bir fiili bir uygulama olup olmadığı da tespit edilip, takip tarihi itibariyle davacının asıl alacak ve işlemiş faiz borcu ile ilgili ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ :Yukarıda açıkalanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.