Zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10270 Esas 2016/2389 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/10270
Karar No: 2016/2389
Karar Tarihi: 04.03.2016

Zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10270 Esas 2016/2389 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıklar hakkında zimmet suçundan dava açılmış olsa da güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi CMK'nın 226. maddesine aykırıdır. İddianamede zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarına konu edilen eylemler bir bütün olarak zincirleme şekilde güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğundan tek bir hüküm kurulması gerekirken, bozma öncesi görevi kötüye kullanma suçundan ayrıca mahkumiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi hatalıdır. TCK'nın 51/3. maddesine göre, cezası ertelenen sanıklar hakkındaki denetim süresinin, mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağı gözetilmemiştir. Sanıklar hakkında kısa süreli olmayan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmolunmamıştır. Karar, Kanuna aykırı olduğundan hükümlerin bozulması gerekmektedir. Kanun maddeleri: CMK'nın 226. maddesi, TCK'nın 155/2 ve 43., 51/3. ve 53/1. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, CMUK'nın 321. maddesi.

5. Ceza Dairesi 2015/10270 E. , 2016/2389 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Değişen suç vasfına bağlı olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet

Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanıklar hakkında zimmet suçundan dava açılmasına rağmen, ek savunma hakkı tanınmaksızın güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulmak suretiyle CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
Sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarına konu edilen eylemlerinin bir bütün olarak TCK"nın 155/2 ve 43. maddelerine uyan zincirleme biçimde güveni kötüye kullanma suçunu oluşturması nedeniyle tek bir hüküm kurulması gerekirken, bozma öncesi görevi kötüye kullanma suçundan ayrıca mahkumiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından, söz konusu kararla hükmolunan cezanın bu dosyada verilecek sonuç cezadan mahsubu suretiyle sonuç cezanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
TCK"nın 51/3. maddesine göre, cezası ertelenen sanıklar hakkındaki denetim süresinin, mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
Sanıklar hakkında kısa süreli olmayan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmolunmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri, katılan vekili ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.