13. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/44086 Karar No: 2016/771 Karar Tarihi: 19.01.2016
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/44086 Esas 2016/771 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2014/44086 E. , 2016/771 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı ..., kadın doğum doktoru olan davalı ..."ın kendisini gebeliği boyunca özel muayenehanesinde takip ettiğini, doğumun ise davalının çalıştığı devlet hastanesinde gerçekleştiğini, doğumda bebeğin el ve ayaklarında anomali olduğunun anlaşıldığını, ayrıca kalbinde delik kulaklarında işitme sorunu bulunduğunu, bu hususların gebelik takibinde anlaşılabilecek hususlar olduğunu fakat davalı doktorun görevini gereği gibi yapmadığını ileri sürerek her bir davacı için ayrı ayrı maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390)(TBK 502.506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören Vekil özenle davranma zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 506). O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Somut olayda davacılar, davalı doktorun gebelik takibi döneminde sağlamış olduğu sağlık hizmetinde kusurlu davrandığını, bu dönemde yapılacak test ve tetkiklerde gebelikteki ve bebekteki anormalliklerin tespit edilebileceğini, fakat davalı doktorun gerekli özeni göstermediğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu olayda davalı doktor görevini yaparken, davacıların çocukları Salih"in sakat doğumuna sebebiyet verdiği iddia olunduğu, bu olayın Anayasa ve diğer Kanun hükümleri ile birlikte Yargıtay kararları doğrultusunda "hizmet kusuru" kabul edilerek davalı doktora husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davanın husumetten reddine karar verilmiş ise de, davacıların talebi devlet hastanesinde gerçekleştirilen doğuma ilişkin olmayıp davalı doktorun özel muayenehanesinde gebelik süresince vermiş olduğu hizmete ilişkindir. O halde, vekâlet akdine dayalı olarak adli yargıda doktor aleyhine dava açılabileceği gözönünde bulundurularak işin esasına girilip sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birince bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 19/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.