Nitelikli dolandırıcılık - kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/28911 Esas 2020/12026 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/28911
Karar No: 2020/12026
Karar Tarihi: 14.12.2020

Nitelikli dolandırıcılık - kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/28911 Esas 2020/12026 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Emekli bir polis memuru, İstanbul'da taksi plakalarına getirilen kısıtlamaları biliyordu ve bu durumu istismar ederek mağdurları dolandırdı. Mağdur ve müştekil kişilere görevde olan polis olduklarını belirterek yanlış yerden yolcu aldıklarını söyleyip araçlarını bağlatacağını, yardım etmeleri halinde araçlarını bağlatmayacağını söyledi. Mağdurlar ve müşteki, sanığın eşi tarafından zararların tamamen karşılanması şartıyla sanığa toplamda 3410 TL verdi. Sanığın altı kez nitelikli dolandırıcılık ve bir kez kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunu işlediği kabul edildi. Temyiz itirazları değerlendirildikten sonra, sanığın kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmü onanırken, sanığın altı kez nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümler bozuldu. Kararda, sanığın sübut bulan eylemlerine temas eden TCK'nın 158/1-d maddesi uyarınca hapis cezasının suç tarihlerindeki alt sınırının 2 yıl olmasına rağmen, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenip bu cezadan uygulama yapılmak suretiyle yazılı şekilde sanık hakkında fazla ceza tayin edilip hüküm fıkrası ile kararın gerekçesinde çelişkiye düşülerek hük
15. Ceza Dairesi         2017/28911 E.  ,  2020/12026 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
    HÜKÜM : 1) Nitelikli dolandırıcılık suçundan; 158/1-d, 168, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet (6 kez)
    2) Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan; TCK 262/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Gerekçeli karar başlığında, suç tarihinin "02/12/2013, 08/12/2013, 09/12/2013, 11/12/2013, 12/12/2013" olarak yazılması gerektiği halde sadece "09/12/2013, 02/12/2013, 12/12/2013" tarihlerinin yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün hata olarak görülmüştür.
    Emekli polis memuru olan sanığın İstanbul"da taksi plakasına göre yolcu alınması hususundaki kısıtlamalardan haberdar olduğu, bu durumu istismar eden kişileri tesbit edip onları dolandırmak suretiyle menfaat temin etmek istediği, bu kabilden olmak üzere mağdur ..."in taksisine binerek bu kişiden 280,00 TL, müşteki Muhyettin"in taksisine binerek bu kişiden 1.000,00 TL, mağdur ..."un taksisine binerek bu kişiden 800,00 TL, mağdur ..."in taksisine binerek bu kişiden 1.300,00 TL, mağdur ..."in taksisine binerek bu kişiden 780,00 TL, mağdur ..."ın taksisine binerek bu kişiden 230,00 TL parayı, bu kişlere halen görevde olan polis olduğunu belirterek yasak yerden yolcu aldıklarını, işlem yapıp arabalarını bağlatacağını, ancak görevdeki arkadaşlarından birinin kaza yaptığını, onun mağduriyetini gidermeye çalıştıklarını, yardım etmeleri halinde araçlarını bağlatmayacağını söylediği, böylece mağdurlar ve müştekinin iradelerini fesada uğrattığından bu kişilerin de araçlarının bağlanmaması için anılan miktarlarda parayı sanığa verdikleri, sanığın aynı şekilde mağdur ..."e de yanlış yerden yolcu aldığını ve arabasını bağlatacağını söylediği fakat mağdurun yasal işlem yapmasını söylemesi üzerine kendisiyle bu yüzden tartışmaktayken görevli kolluk ekipleri tarafından suç üstü yakaladığı, mağdurlar ve müştekinin zararlarının sanığın eşi tarafından tamamen ödenerek giderildiği, bu şekilde sanığın altı kez nitelikli dolandırıcılık ve bir kez kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olaylarda,
    1) Sanık hakkında kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık savunması, mağdurlar, müşteki ve tanık beyanları, yakalama ve teşhis tutanakları ile tüm dosya kapsamından, atılı suçun sübut bulduğuna yönelik mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve müdafiinin, suçun sübut bulmadığına, mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğuna, delillerin takdirinde hata edildiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
    2) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan 6 kez kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık savunması, mağdurlar, müşteki ve tanık beyanları, yakalama ve teşhis tutanakları ile tüm dosya kapsamında atılı suçtan sanığın altı kez mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak,
    Sanık hakkında kurulan hükümlerle ilgili olarak gerekçeli kararda TCK"nın 61/1 maddesi uyarınca cezaların alt sınırdan tayin edildiği belirtilmesine ve sanığın sübut bulan eylemlerine temas eden TCK"nın 158/1-d maddesindeki hapis cezasının suç tarihlerindeki alt sınırı 2 yıl olmasına rağmen, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenip bu cezadan uygulama yapılmak suretiyle yazılı şekilde sanık hakkında fazla ceza tayin edilip hüküm fıkrası ile kararın gerekçesinde çelişkiye düşülerek hükümler kurulması,
    Kabule göre de; TCK"nın 53. maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararı, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.