11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/15352 Karar No: 2018/9129 Karar Tarihi: 15.11.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15352 Esas 2018/9129 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada, sanıkların tarih kısmında tahrifat yaptıkları bilirkişi raporu ile sabit olmasına rağmen, belgede aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu vurgulandı. Bu nedenle, belgenin incelenmesi ve yapılan tahrifatın iğfal kabiliyetinin tespiti halinde, suçun sübuta erip unsurları itibariyle oluştuğu kabul edilerek, mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine ayrı ayrı maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, 1136 sayılı Kanun'un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca bu hükümün gözetilmemesi yasaya aykırı olduğu ifade edilmiştir. Kanun maddelerinin ayrıntılı açıklamalarını ise kararda bulunmadığından eklemek mümkün değildir.
11. Ceza Dairesi 2017/15352 E. , 2018/9129 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat
1-Katılanın temsilcisi olduğu şirket adına keşide ettiği 30/04/2007 keşide tarihli çekin borca karşılık sanıklara verildiği, çekin süresinde ödenmemesi üzerine yerine ileri tarihli başka bir çek verildiği, sanıkların 30/04/2007 keşide tarihli çeki iade etmeyerek tarih kısmındaki 4 rakamını 9 yapmak suretiyle tahsile koydukları iddiası ile açılan kamu davasında, sanıkların iddiaları kabul etmeyerek katılan tarafından verilen ilk çeki iade ettiklerini, yeni bir çek aldıklarını, aynı zamanda yine yaptıkları alışveriş karşılığında suça konu 30/09/2007 keşide tarihli çekin verildiğini savunmaları, çekin keşide tarihi bölümünde tahrifat yapıldığının bilirkişi raporu ile sabit olması ve taraflar arasında Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/693 esas sayılı dosyasında görülmekte olan menfi tespit davasında, sanıkların savunmasının aksine suça konu çeki yapılan sipariş üzerine aldıklarını, ancak malları teslim edemediklerini belirtirek çekten dolayı alacaklı olmadıklarını beyan etmeleri ve menfi tespit davasının kabulüne karar verildiğinin anlaşılması karşısında, belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu dikkate alınarak, suça konu belge aslı celp edilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konularak, yapılan tahrifatın iğfal kabiliyetini haiz olduğunun tespiti halinde, sanıkların üzerlerine atılı suçun sübuta erip unsurları itibariyle oluştuğu kabul edilmek suretiyle mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; 1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine ayrı ayrı maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.